Barış Pınarı Harekâtı başlar; kahraman Mehmetçik canı pahasına bölge huzuru ve milli güvenliğimiz için görev yapar; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı “Adı barış olabilir; fakat akan kandır ve savaştır.” diye seslenir. Akıncı malum seslenişi yaptığında Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’den gerekli tepki ve cevapları almıştır. 33 kahraman Mehmetçiğimizin şehit haberi gelir, Cumhurbaşkanı Akıncı telgrafla acıyı paylaşır. Rum Kesimi ve Kuzey Kıbrıs arasındaki 4 sınır kapısı kapatılınca Cumhurbaşkanı Akıncı çözüm üzerine defalarca konuştuğu zivanya arkadaşı, komşu lider Anastasiadis’e Twitter DM’den belki mesaj atmıştır: “Naptın be gardaş? Oldu mu bu şimdi? Çözüme giderken, hade aç sınırları da ben çözmüş olayım.” diye, bilinmez. Komşu lider Anastasiadis garantör ülkesi Yunanistan yetkilileriyle iyi ilişkiler kurmaktadır. Suriyeli göçmenlerin Yunanistan sınırına geçmemesi için sayıca az, manaca çok İsrail yetiştirmesi, Özel Kuvvet personellerini bir gece Birleşik Devletler üretimi 1957 model C130 askeri kargo uçağıyla Yunanistan – Türkiye sınırında görev yapması için gönderir. Rum lider davasına, aidiyetine ve kilisesine sadık bir vaziyette rolünü yerine getirmektedir. Ne de olsa Megali Idea Kıbrıs adasının Yunanistan’a bağlanma fikri hala canlı ve her gece yatmadan önce, pazarlarıysa kilisede yapılan ana dua ve temennidir. Peki Kuzey Kıbrıs’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ne yapmaktadır? Cumhurbaşkanı olarak Cumhuriyet Güvenlik Kurulu’nu toplayıp sivil savunma personellerine görev vererek “Türkiye’nin Yunanistan sınırındaki göçmenlere insani yardım yapması” için görevlendirir mi acaba? Ya da Cumhuriyet Güvenlik Kurulu’nda Güvenlik Kuvvetleri’ne bağlı ‘dosta güven düşmana korku veren’ “Özel Görev Kuvveti”nden bir timi göçmenlerin Yunan polisi ve askerinden zarar görmemesi için Yunanistan sınırına, Polis Özel Harekât timlerinin yanına, biz iki devlet bir milletiz diye gönderme teklifinde bulunur mu?
***
Sosyal medya marifetiyle öğrendiğimiz ve gördüğümüz kadarıyla Cumhurbaşkanı Akıncı Nisan seçimi için, yukarıdaki önemli konuları düşünmek ve eyleme dökeceği vakitte piknik yapan vatandaşları ziyaret ederek kebap yellemekle meşguldü. Hak ve özgürlüklerin savunucu olduğunu her defasında dile getiren Sayın Akıncı, göç etmek zorunda kalmış, kaderleri savaş bölgesinde olmak olan göçmen hakları içinde bir şeyler yapar mı? Komşu lider Anastasiadis’e Kıbrıs sorununun çözebileceği bu önemli süreçte gel beraber Atina’da göçmenler için görüşmeler yapalım teklifini Twitter’dan yapar mı? Kıbrıs sorununun çözümü sonrası belki Nobel Barış ödülü gelmeyebilir; fakat böyle milyonların kaderini etkileyecek olan girişim, milyonların saygı ve sevgisini kazanmaya yetecektir. Nisan seçimine giden yolda Cumhurbaşkanı Akıncı da komşu lider Anastasiadis gibi davasına sadık, seçimi için gözleri kör, duyguları alınmış, nötr bir halde hedefine gitmektedir. Peki Anastasiadis’in davası ve hedefi nettir de Sayın Akıncı’nın hedefi ve davası nedir? Bunun sonucu belki bilinir, belki bilinmez; fakat ‘Görünen köy kılavuz istemez.’ misali Nisan seçim sonuçları sorunun cevabını net bir şekilde verecektir.