İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

226-Başı İsrail sonu İtalya 14.05.2020

EastMed (Doğu Akdeniz’den çıkarılacak gazın Avrupa’ya taşınma projesi), yolculuğu İsrail’den başlayıp İtalya’ya sürecek olan hayatın olağan akışına aykırı Türkiye ve Kuzey Kıbrıs olmadan planlanan siyasi PR argümanıdır. EastMed’in uzunluğu, derinliği, maliyeti gibi konuları daha önce yazmıştım. Doğu Akdeniz’de akıl ve mantıkla huzur ve barışın korunmasından yana olan tüm akıllar projenin rantabıl olmadığını Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olmadan başarıya ulaşamayacağını defalarca dile getirdiler.

***

EastMed’in bizim için tanımı ne diye düşünürsek, Güney Kıbrıs siyaset kurumu ve kilisenin Kıbrıs Türklerinin hak ve hukukunu gasp ettiği, etmeye çalıştığı, sözüm ona barış ve huzurun temsilcilisi ortaklarla yürüttüğü enerji gasp planı diyebiliriz. Fakat Kıbrıs Türkünün her şart altında, yanında olan garantör ülkesi Türkiye haksızlığın olduğu tüm alanlarda oyunları bozduğu gibi Doğu Akdeniz için Türksüz planlanan enerji talanını da mavi vatandaki istikrar ve sonuç odaklı faaliyetleriyle bozmuştur. Libya ile varılan münhasır ekonomik bölge anlaşması başı İsrail, sonu İtalya olan hatta set olmuştur. Türk Deniz Kuvvetlerinin Kıbrıs Türkünün hakkı olan alanlarda faaliyet yapan veyahut yapacak olan şirket ve ülkelere tavrı nettir. Türkiye ve Kıbrıs Türkü adına tespit ve sondaj yapan ve yapacak olan ekiplerin güvenliği de mavi vatanın muhafızları Deniz Kuvvetlerimiz kontrolündedir.

***

Türkiye uluslararası hukuk temelinde meşru menfaatlerini korumak amacıyla adımlar atmakta ve faaliyetlerini hukuk zemininde yapmaktadır. Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin sınır ve bölge ülkesi olması Yunanistan ve Rum Yönetimi’nin gerçek paydaşı olduğunun göstergesidir. Fakat bu iki ülke Yunanistan ve Kıbrıs Rumları Türkiye ve KKTC ile diyalog kurmak yerine konuyla ilgisiz bölge dışı aktörlerden medet umar bir durumda Doğu Akdeniz ve enerji yatakları üzerinden hayal görmektedir.

***

Yunanistan’ın başını çektiği Türkiye karşıtı grup ortak açıklama yapmışlardır. Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Fransa Türkiye’yi suçlar beşli bir açıklama yapmıştır. Şimdi Rum Yönetimi ve Yunanistan’a sormakta fayda var: Doğu Akdeniz ve Kıbrıs adasıyla ne bağı var ki BAE bu işin içinde dahil edilmiştir? Bu dahil edilme göstermektedir ki Yunan siyaseti Doğu Akdeniz’de çözüm değil çözümsüzlük istemektedir. Kıbrıs müzakere süreci de bu mahalde değerlendirildiğin de Rum siyaset kurumu ve kilisesi Kıbrıs adasında da bölünmüşlüğün resmiyet kazanmasını ister bir düşüncededir. Bu sebeple olası görüşme ve diyaloglar enerji nakli ve çıkarılma faaliyetleri çözüme kavuşmadan tekrar başlamamalıdır. Bir başka ayrıntı da EastMed’in önemli parçası olan İsrail bahse konu açıklamada yoktur. Bu olmayış da Doğu Akdeniz’de Türkiye menfaati bir oluşumun olacağının göstergesi diyebiliriz.