2000’li yıllar sonrası dünya siyasi gündemi Ortadoğu eksenli kaos ve gerilim üzerine inşa olmuştur. Geçtiğimiz haftaki yazımda Arap Baharı üzerine kaos ve gerilimin arttığını ve Doğu Akdeniz’e komşu paydaş ülkelerde siyasi kaos ve sokak çatışmalarının yaşandığını yazmıştım. Ortadoğu olarak tanımlanan siyasi coğrafya ve Doğu Akdeniz enerji ve enerji nakil hattı olması sebebiyle gerilimin merkezi konumuna gelmiştir.
***
Suriye iç savaşıyla birlikte Türkiye güney sınırı sıcak çatışmaların yaşandığı, insanlık için utanç vesikası olacak insan hak ve hürriyetlerinin gasp edildiği bir alana dönüşmüştür. Türkiye barış ve huzurun bölgedeki teminatı olarak güney sınırında barışın ve huzurun tesisi için askeri harekatlar yapmaktadır. Şam rejimi, kendi halkına ölüm ve zülüm üzerine kurduğu iktidarıyla yönetme girişimindedir. Suriye, iç savaşı ve Doğu Akdeniz’e komşu olmadığı halde Rusya-Şam üzerinden yürüttüğü diyalogla sıcak denizler olarak tanımladığı Akdeniz’e demir atmıştır. Doğu Akdeniz’deki hakimiyet savaşında Suriye kıyı şehirleri ve Rus donanması üzerinden “Ben de varım.” demektedir.
***
Gerçekte Doğu Akdeniz’e paydaş kıyısı olan ülkeler Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır ve Libya olarak sayabiliriz. Doğu Akdeniz’deki stratejik önemiyle Kıbrıs adası paydaş bütün ülkelerle ilişki kurabilecek önemli bir aktördür. Paydaş ülkelere yancı tabir edebileceğimiz ülkeler ve askeri varlıkları da malum bölgede varlık göstermektedirler. Bunlar Şam diplomasisi üzerinde Rusya ve İran, Mısır diyaloğu üzerinde Suudi Arabistan, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın ticari ortakları Fransız petrol şirketleri ve askeri varlığı, Kıbrıs adasında yerleşik üsleri olan İngiltere vardır. Fransa’nın Charles de Gaulle uçak gemisi, İtalya ve İngiltere’nin 2, Kanada, İspanya, Belçika, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda’nın birer savaş gemisi Doğu Akdeniz’de varlık göstermektedir.
***
Bunlara ilave olarak Doğu Akdeniz’e kıyı şeridi itibariyle en çok muhatap olan Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklı haklarını kullanarak Kıbrıs Türkleri ve kendi varlığını devam ettirmektedir. Yukarıda saydığım Bermuda şeytan üçgenini andıran şer odaklarının yetki ve hak gaspına karşı Türkiye Libya’yla yaptığı anlaşmayla tüm oyunları bozmuştur. Türkiye Suriye, Doğu Akdeniz ve Libya’da insan hak ve özgürlüklerine gösterdiği hassasiyetlerle faaliyetlerini barış ve huzur için sürdürmektedir.
***
Doğu Akdeniz ve paydaşlarının siyasi krizleri ve sokak olayları şiddetini arttırarak günümüz siyasetinde devam edecektir. Garantör ülkemiz Türkiye’yle Kuzey Kıbrıs siyaset aklı coğrafyayı iyi okuyarak devlet ve millet menfaatinin çizgisinde faaliyetlerini sürdürmelidir. Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde iç siyasette sağduyu ve anlayışla hareket ederek şer odaklarının ekmeğine yağ sürmeden bölgedeki varlığını sürdürmelidir.