Kafkasların İsrail’i Ermenistan’dır. Yüzölçümü, nüfusu, geçmişle olan ideolojik düşünce çukurunda kalmış kavgaları, coğrafyanın vekâletçi paramiliter tarzıyla İsrail’in ruh ikizi diyebiliriz. Ermenistan’ın Türk katili ve düşmanı terör örgütü ASALA Ortadoğu’nun kalbi İsrail’in arka kapısı Beyrut’ta 1975’te Agop Agopyan liderliğinde kurulmuştur. Doğu Ortodoks Kilisesi’nin manevi desteği, Yunan ve Suriye gizli servislerinin eğitim ve lojistik desteğiyle vekalet savaşlarında Türk diplomatlara saldırarak rolünü yerine getirmiştir. Lideri Agop Agopyan’ın 1988’de Yunanistan’da ölmesi sonrası tasfiye olmuş bir vekâletçi örgüttür. Ermenistan geçtiğimiz günlerde ‘Kafkas 2020’ askeri tatbikatını Rusya, Belarus, Çin, Myanmar, Pakistan ve İran’la birlikte icra etmiştir. Askeri tatbikatlar katılımcı ülkelerin dost-düşman kavramlarına göre şekillenen olasılık ve ihtimal üzerine icra edilen askeri oyunlardır. Kafkas 2020’de Azerbaycan düşman tarafına konulmuş ki Ermenistan geçtiğimiz hafta sonu sivil halkın olduğu Azerbaycan topraklarına hava saldırısı yapmıştır.
****
Dünya siyasi arenasındaki en önemli jeopolitik alan Ortadoğu, Akdeniz ve Kafkaslar olarak tanımlanabilir. Bu sebeple de Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Moskova Antlaşması görüşmelerine giden Türk heyeti üyesi Yusuf Kemâl Tengirşek Bey, Mustafa Kemal Atatürk’e “Paşam Ruslar Nahçıvan üzerinde ısrar ederse ne yapalım?” demiştir. Mustafa Kemal de “Nahçıvan Türk kapısıdır. Bu hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni yapınız.” demiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundaki öngörü günümüzde ne kadar önemli olduğu yaşanan gelişmelerle gün yüzüne çıkmıştır. Günümüz siyaset kurumu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da tarihten aldığı kuvvetle gelecekte yüzyıllarca geçerli olacak Akdeniz, Ege ve Libya atılımları yapmaktadır. Azerbaycan’a verdiğimiz koşulsuz destek de devletimizin coğrafyaya ve tarihe olan sorumluluğudur.
Akdeniz’de Hibrit savaşları
Kafkaslardan Akdeniz ve Kıbrıs siyasetine dönersek, içinde bulunduğumuz enerji siyaseti ve tarafları Hibrit savaşlarıyla Türk düşmanlığı yapmaktadırlar. Hibrit savaşları, doğrudan veya örtülü olarak birden fazla savaş aracının belli bir amaç için karmaşık bir şekilde kullanıldığı savaş şeklidir. Şimdi bu tanımı referans aldığımızda Kıbrıs sorunu üzerine Rum Kilisesi ve söylemleri, Rum siyaset kurumu, Birleşmiş Milletler’in çıkışları, enerji siyasetine müdahil olan Fransa, Yunanistan ve körfez ülkeleri, Hibrit savaşlarının cephelerini oluşturmaktadırlar. Bu sebeple “su uyur, düşman uyumaz” mantığı kulağımıza küpe olarak Kıbrıs siyaset kurumu iç ve dış siyasetini belirlemedir. Duygu ve siyasi ikbalden ziyade analitik bakış açısı ve Türkiye’yle iki devlet bir millet mantığı üzerine kurulacak ilişkiler Kıbrıs sorununa ve Kıbrıs Türküne çözüm olacaktır.
***
Kafkas 2020 askeri tatbikatı ve sonrası yaşanan gelişmeler göz önüne alındığında Akdeniz ve Kıbrıs adasında Türksüz yapılan tüm askeri oyun ve tatbikatlar devlet aklıyla değerlendirilmelidir. Yapılacak çıkarım siyaset kurumu ve milli güvenlik siyasetine aydınlatma fişeği mahiyetinde olacaktır.