Anavatan Türkiye’de 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nu (TMK) 1. maddesinde ‘terör’ kavramı açık bir şekilde tanımlanmıştır. 3713 sayılı TMK’nın 2. maddesindeki tanımla da ‘terör örgütlerine mensup olan kişiler terör suçlusudur’ denilmektedir. 3713 sayılı TMK’nın 3. maddesinde ‘Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, Anayasayı ihlal, Meclise darbe, Hükümete darbe, Hükümete karşı silahlı isyan, silahlı örgüt, silah sağlama, yabancı hizmetine asker yazma ve yazdırma ve Cumhurbaşkanına suikast suçları’ mutlak terör suçu olarak nitelendirilmiştir.
***
Terör tanımı, üyesi ve suçunun hepsini defalarca Fetullahçı terör örgütü işlemiştir. Dini bir hareket mi, yoksa örgüt mü gibi boş tartışmalara gerek yoktur. FETÖ okyanus ötesinden emir alan, eli kanlı bir terör örgütüdür. 15 Temmuz 2016 akşamı da kanlı terör eylemini harekete geçirmiştir. Necip milletimiz ve milli devletimiz sayesinde başarısız olmuştur.
Kâinat Yapılanması
FETÖ örgütü hizmet ettiği üst aklın siyasi ve askeri plan eylem amaçları doğrultusunda dünya üzerinde eğitim ve yardım faaliyetleri yaparak hedef ülkelere sızmıştır. Bu ülkeler de gayri milli ecnebi bir üst aklın istekleri doğrultusunda siyasete ve devlete müdahil olma faaliyetleri gerçekleştirmiştir. Afrika’da kabile ve çadır devleti diye tabir edebileceğimiz kamu düzeni olmayan, alt yapısı ve şehir hayatı bile kurulmamış, adı devlet olan yapılara bile müdahil olmuştur.
KKTC’de FETÖ
Peki sanattan spora, siyasetten askeriyeye her türlü yapıya sızan, müdahale eden bu örgütün KKTC’deki faaliyetleri ne durumda? Doğu Akdeniz ve Orta Doğu enerji yatakları için stratejik öneme sahip olan Kıbrıs adasında ve KKTC’de FETÖ yapılanması yok mudur? Kuzey Kıbrıs güvenlik bürokrasisi, siyasi aktörleri ve hukuk yapısı FETÖ örgütünü yeterince kavrayabilmiş midir?
***
Soruların cevapları iyi düşünülmelidir. Kuzey Kıbrıs’ta kamu görevlisi bir kişinin Türkiye’de FETÖ ile ilgili göz altına alınması ve sonrasında soru işaretleriyle salınması iyi okunmalı ve üzerinde bolca düşünülmelidir. Akabinde Saraydan ‘Dinler arası diyalogda rolü vardır’ sebebiyle görevinin sürdürülmesi de manidardır. Dinler arası diyalog söylemi FETÖ örgütünün projesi ve söylemidir. Örgüt değil de jargonu saraya mı sızmıştır?
Amaca göre örgütlenme stratejisi
FETÖ, gittiği coğrafyanın/ülkenin değerlerine ve sosyo-kültürel yapısına uygun bir şekilde örgütlenmektedir. Türkiye’de 1970’lerden günümüze kadar uygulamış olduğu ‘örgütlenme yöntemleri’, ‘taktik’ ve ‘stratejiler’ bütüncül bir açıyla baktığımızda uygulanan yöntem değişse de amacın değişmediği anlaşılmaktadır. FETÖ, Kuzey Kıbrıs’ta kamuda, eğitim ve öğretim yaşamında, iş hayatında, yardım kuruluşlarında yerel değerleri gözeterek personel temini ve çalıştırmasını ‘amaca göre örgütlenme stratejisi’ bağlamında yapmış olabilir mi? Onun içindir ki dini motiflerle bezenen örgütü Kuzey Kıbrıs’ta aramaktansa uyguladığı taktik ve strateji bağlamında örgütü görmek ve aramak daha basittir. 170 ülkede faaliyeti olan örgütle, Anavatan Türkiye ve KKTC’nin ilişkilerini ve milli güvenliklerine zarar verecek bir yapıda olduğu düşünülerek mücadele edilmelidir.