İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

98- Kilit Taşı Türkiye, Ağustos 2025

Türkiye, tarih boyunca Doğu ile Batı arasında bir köprü olarak tanımlanmıştır. Ancak günümüzde bu köprünün üzerinden geçen sadece kültür ve medeniyetler değil; büyük güçlerin rekabeti, küresel enerji yolları ve jeopolitik çıkar mücadeleleri de bu hattı şekillendiriyor ya da şekillendirmek istiyor. Bu evrede, Türkiye; Doğu ile Batı arasında medeniyet köprüsü mü, çatışma alanı mı? Sorusu yanıtını aradığımız en önemli sualdir. 

ABD’nin Bölgedeki Yeni Hamleleri

Son günlerde ABD’nin güney Kafkasya ve Avrupa eksenli hamleleri dikkat çekmektedir. Washington yönetimi, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki kalıcı barış görüşmelerine aracılık ederek bölgede Rusya’nın nüfuzunu geriletmeyi amaçlıyor. Bu bağlamda öne çıkan Zengezur Koridoru, yalnızca Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlamakla kalmıyor; aynı zamanda Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanacak yeni bir ticaret hattı oluşturuyor. Türkiye, bu koridorda doğal bir “kilit taşı” konumundadır. Zengezur Koridoru’nda ABD’li şirketlerin varlık gösterme ihtimali, Rusya ve İran’ı huzursuz etmektedir. Bu huzursuzluğun Türkiye’ye yansımaları iyi analiz edilerek diyaloglar stratejik iletişimle inşa edilmelidir. 

ABD’nin bir diğer hamlesi ise Beyaz Saray’da Avrupalı liderleri bir araya getirerek Ukrayna savaşını bitirme ve Batı ittifakını konsolide etme çabasıdır. Bu süreçte Türkiye hem NATO üyesi hem de Rusya ile dengeli ilişkiler kuran nadir aktörlerden biri olarak Beyaz Saray’daki liderler toplantısında yer almamıştır. Türkiye’nin kilit taşı konumu güney Kafkasya için geçerli olduğu gibi Karadeniz hattı içinde hayati önemdedir. 

Rusya-Ukrayna Savaşında Türkiye’nin Rolü

Ankara, Karadeniz Tahıl Koridoru anlaşmasıyla hem insani hem de stratejik bir girişime öncülük ederek küresel ölçekte “dengeleyici aktör” olduğunu kanıtlamıştır. Bugün savaşın geleceği tartışılırken, Türkiye’nin hem Moskova hem de Kiev ile diyalog kurabilen az sayıdaki ülke arasında olması, onu oyun kurucu konumuna taşırken kilit taşı olma rolünü güçlendirmektedir. 

Türkiye’nin Stratejik Önemi

Türkiye’nin ‘’dengeleyici aktör ve kilit taşı’’ rolünün devamı için 

  1. Çok Yönlü Diplomasi: ABD, Rusya, AB, Çin ve bölge ülkeleriyle dengeli ilişkiyi korumak.
  2. Enerji ve Lojistik Merkez Olmak: Zengezur Koridoru, TANAP, Türk Akım gibi projelerde aktif rol almak.
  1. Savunma ve Teknoloji Gücü: İHA/SİHA’larla başlayan yerli savunma atılımını derinleştirmek.
  2. Medeniyet Köprüsü Misyonu: Kültürel ve tarihsel mirasıyla hem İslam dünyasına hem Batı’ya hitap eden bir “medeniyet dili” geliştirmek.

Gibi başlıca maddeler hayati önemdedir. 

Sonuç: Türkiye’nin jeopolitik konumu, onu sadece Doğu ile Batı arasında bir köprü değil; aynı zamanda bu iki dünyanın kesişim noktasında bir denge unsuru haline getiriyor. Sorulması gereken soru şu: Türkiye için bu köprü çatışmaların sahnesi mi, yoksa medeniyetler arası barışın kapısı mı? Süreç ve gelişen olaylar, kilit taşı konumundaki etken ülke Türkiye’nin kaderini tayin edecek. Millet ve devlet aklının beden bulduğu siyaset kurumumuz yukarıdaki aydınlatma fişeği halinde verdiğim hap bilgiler ışığında yerelden genele pozisyonlarını ayarlayarak, yoluna devam edecektir. Birey olarak bizler de süreçten nasibimizi alarak yaşam çizgimizde yolumuza devam edeceğiz. Bu an ve süreçte duygusal zekâ yerine mantık ve neden sonuç ilişkisiyle olay ve konuları değerlendirmek süreci anlamamızı sağlar ve geleceğe emin adımlarla gitmemizin önünü açar. 

Kitap: Amerikalı jeopolitik bir tahminci ve uluslararası ilişkiler stratejisti, George Friedman’ın ‘’Gelecek 100 Yıl’’ ve ‘’Gelecek 10 Yıl’’ adlı eserlerini okumanızı tavsiye ederim.