2020 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylıklarını açıklayanlar Ersin Tatar, Kudret Özersay, Tufan Erhürman, Erhan Arıklı’dır. Sayın Mustafa Akıncı da Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili kararını Şubat ayının ilk haftasında kamuoyuyla paylaşacağını açıklamıştır. Mevcut adaylar ve Cumhurbaşkanı Kıbrıs Türk siyaset kurumunun olmazsa olmaz sesleri ve kişileridir. Hitap ettikleri tabanlarda sevilen sayılan değerli kişilerdir. Kıbrıs Türk halkına, Kıbrıs sorununa, çözüm adına değerli katkıları olmuş ve olacak, ideolojik tabanda fikirleri oluşmuş siyaset ve devlet adamlarıdır. Kıbrıs sorunu, Doğu Akdeniz enerji siyaseti, Türkiye’yle olan ilişkiler gibi önemli konuları farklı bakışla değerlendiren kişilerdir. Bazıları için federasyon modelli çözüm teslimiyet, bazıları için de Kıbrıs Türkü’nün sözde kurtuluşudur. Bazı adaylar için garantör ülkemiz Türkiye anavatanken diğer siyasi kimlik için Kıbrıs adasında istilacı askeri varlıktır. Kime göre, neye göre yorumlanabilecek olan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs için hayati önemdeki konuları, malum adaylar da kendi pencerelerinden baktıkları haliyle yorumlamaktadırlar.
***
Özetle Nisan ayında yapılması planlanan seçim, içinde bulunduğumuz siyasi atmosfer göz önüne alındığında “Federasyon mu, KKTC mi?” diyebileceğimiz kader seçimidir. Malum Cumhurbaşkanı ‘Yasama, Yürütme ve Yargı’dan bağımsız, temsil makamında ve Cumhuriyet Meclisi’nden aldığı yetkiyle Kıbrıs Türkü adına müzakereleri yönetecek, yön verecek kişi ve makamdır. Siyasi kimliğinin beslendiği ideoloji doğrultusunda Kıbrıs Türkü adına çözüm diyebileceğimiz Kıbrıs sorununun sonuna yaklaşılırken en etkili figür yeni seçilecek Cumhurbaşkanı olacaktır. Bu bahisle adaylar arasındaki yarışta adayın ismi, ailesi ve geçmiş siyasetine ilave olarak Kıbrıs Sorununa bakışı, Türkiye’yle olan ilişkileri, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu siyasetine ve enerji politikasına yaklaşımı çok önemlidir. Kıbrıs Türkü için üstat Necip Fazıl Kısakürek’in ‘kader denk noktası’ olarak betimlediği hayati önemdeki evre ve dönem Nisan seçimi ve sonrası olacaktır. İdeoloji ve partizanlıktan ziyade, analitik zekâ neden sonuç ilişkisiyle sandığa gidilmesi gereken bir seçimdir.
Şeytan Üçgeni
Doğu Akdeniz enerji politikasında üç köşeli bir paylaşım düşünülmektedir. Bunlar İsrail, Mısır ve Rum kesimidir. Bu şeytan üçgenine ilave olarak da hami devletleri ve abileri de eklendiğinde cehennemi görmek mümkündür. Olası bir federasyon modelli çözümde Kıbrıs Türkü ve Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti (KKTC) şeytan üçgeni cehenneminde odun olarak yanar, külleri Akdeniz’e Kilise ritüellerine uygun olarak zaman içinde savrulur gider. Bu bahisle çözüm Kıbrıs Türkü adına iki kurucu devletli, siyasi eşitliğe dayanan, dönüşümlü başkanlık modeliyle var olmak olmalıdır.
***
Güncel Doğu Akdeniz siyaseti, Ortadoğu karmaşası, Türkiye Libya mutabakatı, enerji nakil yolları ve benzer gelişmeler göz önüne alındığında görünen cehennem kılavuz istemez. 2020 yılında devlet aklı millet menfaati Kıbrıs Türk siyaset kurumu ve Türkiye ile olan ilişkilerde işlemezse bizleri de yakacak cehennem yılı olacağı aşikardır.