İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

228- Türkiye, İsrail ve Doğu Akdeniz 28.05.2020

2020 yılıyla birlikte gündemimiz ve gündemimizi belirleyen ana argüman korona virüsüydü. Ülkeler sağlık sistemleri ve güçleri ölçüsünde mücadelelerini sürdürmekteler. Başarı ve başarısızlık ölüm oranları ve ekonomik verilerle belirlenecekse tablolar ortadadır ve incelemekte fayda vardır. Siyasi coğrafyamızdaki ölüm ve vaka sayılarının düşmesi veyahut toparlanamayacak ekonomiler sebebiyle gündem Covid-19’u terk etmek üzeridir. Mesafeli sosyal yaşam, mesafesiz ticari ve siyasi yaşam ön görülmektedir.

***

Kuzey Kıbrıs ve garantör ülkemiz Türkiye’nin gündemi de Doğu Akdeniz ve Libya özelinde enerji politikalarına yönelmek üzeredir. Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Mısır’ın başını çektiği yaşamın olağan akışına aykırı olan EastMed projesi üzerinden Türkiye ve Kuzey Kıbrıs karşıtlığına hız vermektedir. 14 Mayıs tarihli “Başı İsrail sonu İtalya” başlıklı yazımda Rum kesiminin başını çektiği Türkiye kınamasında İsrail’in olmayışı Türkiye – İsrail ilişkileri adına olumlu bir gelişme olarak yazmıştım. Doğu Akdeniz enerji yataklarının işletilmesi ve nakli Kuzey Kıbrıs ve Türkiye olmadan hayatın olağan akışına aykırı olduğunu görmek için normal bir zekâ ve düşünce sistemine sahip olmak yeterlidir. Ortadoğu ve Doğu Akdeniz için önemli olan ülke Türkiye’dir. Türkiye kriz ve kaos ortamının anahtar ülkesi, insanlık için huzur ve barışın teminatıdır. İsrail Ortadoğu siyaseti için kilit lobisi olan nüfusundan daha çok etkiye sahip bir ülkedir. Türkiye ile ilişkileri Mavi Marmara sonrası zarar görmüş olabilir; fakat günümüz siyasetinde bölge huzuru ve kaynakları için iki ülkenin diyalogunun azalmış olması Doğu Akdeniz ve ülke menfaatleri için olumlu değildir. Bu sebeple de geçtiğimiz hafta sonu İsrail Büyükelçiliğinin resmî Twitter hesabından yapılan “10 yıl aradan sonra ilk kez bir El Al Airlines kargo uçağı bu sabah İstanbul’a iniş yaptı. Bugünden sonra, THY’nin yanı sıra El Al’da Tel Aviv-İstanbul arasında karşılıklı uçuşlar gerçekleştirerek iki ülke arasındaki ticaretin yeni rekor seviyelere ulaşmasına katkı sağlayacaktır.” şeklindeki açıklama iki ülke ilişkileri için önemlidir. Bu uçuş başta ticari yaşam ve Doğu Akdeniz enerji politikasında olumlu gelişmelerin olacağının habercisidir. İsrail ve Türkiye, Doğu Akdeniz enerji yataklarının tespiti, sondajı ve nakli konularında Avrupa Birliği ve dünya siyasetinin sorunlarıyla içli dışlı olmayan Kuzey Kıbrıs siyaset kurumuyla ortak hareketle bölge enerji koridorunu en mantıklı ve işlevsel bir hale getirmelidir. Dış politika ideolojik bakıştan ziyade millet ve devlet menfaati üzerine inşa edildiğini düşündüğümüzde üç ayağı olan İsrail, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs tamamen kazanan tarafta olacaktır. Hedefteki enerjinin Avrupa piyasasına nakli de sağlandığında Avrupa siyaset kurumu ve aktör ülkeleri de kazan kazana doğal ortak olacaktır. Kuzey Kıbrıs siyaset kurumu bölge siyasetini iyi okuyarak önümüzdeki günlere devlet aklıyla hazır olmalıdır.