İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

238-Kaostan beslenenler 06.08.2020

Başarı, sürdürülebilir kamu hizmeti ve devamlılığı olan bir devlet modeli için siyaset kurumunda huzur, anlayış ve empati gerekmektedir. Seçim dönemlerindeki sert propagandalar yemin sonrası yerini diplomasi ve iletişime bırakmalıdır. Milletvekilli sıfatı kazanıldığında siyasi partilerin görüşleri millet ve devlet siyasetine dönüşmelidir. Şayet meclis çatısı altında, yasamanın sorumluluk ve yükünü idrak etmeyen siyasetçi ve partiler, halka hizmet etmekten ziyade zulüm siyaseti yapan bizden görünüp de bizden olmayan kimliklere hizmet etmektedirler. Kuzey Kıbrıs siyaset kurum millet ve devlet olmanın zorluklarını yakın tarihinde bilen mümtaz ve değerli bir kurumdur. “A“ partisi “B“ partisi gibi ayrımlar meclise ve iktidara giden yolda seçim süreçlerinde kendilerini göstermelidir. Yemin töreni sorası ateşkesin olduğu bir Kıbrıs adasının kaderini etkileyecek siyaset, devlet ve millet aklıyla yapılmalıdır.

*** 

Kıbrıs Türkü ve Kıbrıs adasının uluslararası ilişkilerde kaderine dokunabilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gelecek aylarda yapılacaktır. Evrende etkisini gösteren Covid-19 pandemi süreci, Doğu Akdeniz’deki enerji politikaları, Türkiye’nin mavi vatanda yürüttüğü hak ve hukuk mücadelesi, Ege adaları ve görünür görünmez çok önemli konuların arasında bir seçim sürecine gidilecektir. Bu süreçte siyaset kurumu devlet ve millet aklıyla hareket etmelidir. Fakat iç siyasette pireyi deve yapanlar, sorulduğunda muhalefet yaptığını söyleyenler, kaostan beslenen siyaset kurumunun güruhları, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyaset ve hükümete darbe vurmak istemektedirler. 

*** 

Siyaset kurumunda muhalefet yapmanın mantığı üzüm yemek, bağcıyı dövmemek olmalıdır. Coğrafyamızın zorluklarını dile getirebilmek için Yunan basınında çıkan gazeteci Nikos Igglesis’in köşe yazısındaki akıl ve mantıktan uzak ifadeleri aktarayım. Elliniki Antistas gazetesinde yazan Igglesis, “Türkiye yarın daha güçlü karşımıza dikilecek. Yeniden bir imparatorluğun doğuşuyla karşı karşıyayız. Müzakereye yer yok. Ölüm kalım mücadelesine hazırlanalım. Daha neyi bekliyoruz? Nükleer silahlara sahip olmasını mı?’’ şeklinde akıl ve mantıktan uzak, kaos ve savaştan beslenen bir fikirle yazı kaleme almıştır. 

*** 

Yine Doğu Akdeniz’in paydaşı Mısır Dış İşleri Bakanlığı da “Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki NAVTEX’i Mısır’ın egemenlik sınırını ihlal ediyor.” demiştir. Bu uluslararası hukuktan feyz almamış, akıl ve mantığa uzak bir açıklamadır. Bu mantık ve fikir Doğu Akdeniz’e yancı olan devletlere argüman niteliğindedir. 

*** 

Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan da “Lozan masaya yatırılmalı.” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Ege denizi ve adalar konusu önümüzdeki günlerin sıcak gündemidir. Bu ve bunun gibi örnekler Kıbrıs adasını yakinen ilgilendiren önemli konulara argümandır. Kıbrıs Türk siyaset kurumu bu örnekleri hafızasında tutarak Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine huzur ve sağlıkla gitmelidir. Sonrası Türkiye’yle devlet ve millet aklıyla Kıbrıs Türküne hizmet etmek olmalıdır.