İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

75-Alamanlarda Doğu Akdeniz’de 06.07.2017

Türk şiir ve düşünce yaşamının önemli isimlerinden Necip Fazıl Kısakürek yazı hayatında betimlediği insanın, evrenin ve var oluşun içerisinde zamanla ve dönem dönem gerçekleşen önemli olayları izah etmek için kullandığı “kader denk noktası” tabiri vardır. Bir şiirinde de kaderi şöyle açıklamıştır:

“Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı,

Elindeyse beyazdan, gel sen de sıyır beyazı.”

Kıbrıs Türk halkı kaderini bu güzel adada iyisiyle kötüsüyle yaşamaktadır. Yazı ve düşünce dünyamın Kıbrıs adası ve Kıbrıs Türk halkıyla alakalı boyutunda İbn-i Haldun’un “coğrafya kaderdir” mantığıyla çok defa yazı kaleme aldım. Sıcak yaz günlerinde Kıbrıs Türk halkı da kaderinin bir parçası olan Kıbrıs sorunu ve müzakere sürecini serin ve güzel İsviçre’nin Crans-Montana bölgesinden gelecek haberle yaşamaktadır. Görüşmeler, yazımı kaleme aldığım günde 8. günündedir. Kuzey Kıbrıs’ın ulusal basını ve Türkiye basınından takip ettiğimiz şekliyle çetrefilli bir süreçle devam etmektedir. Diplomatik kaynaklar konunun ve iradenin temsilcisi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çok da ümitli olmadığının belirtmektedir. 24 saat her birey için ve Kıbrıs sorunu için çok önemlidir. Yazımı tamamlayıp gazetemize gönderdiğim andan, sizin önünüze geleceği zaman kadar belki masa dağılır ya da olumlu bir şekilde devam eder. Kaderimizde var olan tanınma ve haklarımız için başka boyutta mücadele edeceğimiz aşamaya da geçebilir. Belli belirsiz bir süreçteyiz velhasıl.

Stratejik önemi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti “iki devlet bir millet” mantığıyla Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’daki rolleri itibariyle kaderlerini ortak yaşamaktadırlar. Türk Tarih Kurumu şeref üyeleri arasında yer alan, basınımızda sıkça gördüğümüz değerli tarihçimiz İlber Ortaylı hocanın sosyal medyada Kıbrıs için yaptığı kısa bir konuşmasına rastladım. Konuşmasında Kıbrıs ve Doğu Akdeniz için “Kıbrıs olmadığı taktirde Türkiye boğulur. Stratejik önemi devam eden yerdir. İnsanlar burnumuzun dibinde İsrail’le petrol arıyorsa uyanmanızı rica ediyorum.” demiştir. Konuşmasının devamında kendi üslup ve tarzıyla “Rusya kara devletidir. Denizcilik gücü yenidir, üç asrı geçmez. Suriye’ye yerleşiyorsa, Birleşik Krallık Doğu Akdeniz’e yerleşmişse, ABD donanmasını Doğu Akdeniz’de tutarken, Alamanlar yerleşme planları yaparken, Kıbrıs önemsiz midir?” demiştir.

***

İlber Ortaylı hocamızın güzel bir şekilde özetlediği haliyle sorularımızı müzakere heyeti ve Kıbrıs’ta Türk ve Türk Askeri gücü varlığından rahatsız olan, bizden olup da bizden olmayanlara soralım:

* Siyasi coğrafyamızda kaderimizin cehennem ateşiyle ısındığı günlerde derdiniz nedir?

* Türk Askeri varlığı sizi neden rahatsız ediyor?

* ‘İki devlet bir millet’ mantığıyla hareket eden KKTC’yi neden Girit yapmak istiyorsunuz?

* Taviz ve teslim politikaları hangi akla hizmet etmektedir?

* Masada Kıbrıs Türk halkı ve devlet iradesiyle her fırsatta dalga geçen Rum siyasi düşüncesine ne zaman kadar katlanacaksınız?