Ana içeriğe atla

87- İlyas Bozkurt’tan itiraflar! 28.09.2017, Milliyet Gazetesi

17 ve 19 Eylül 2017 günlerinde Türkiye’de yayınlanan Yeniçağ gazetesinde Ahmet Takan imzalı “15 Temmuz gecesi Rumlar nasıl şaşırtıldı?” ve “KKTC’de Türklük bilinci kırılıyor.” başlıklı köşe yazıları Kuzey Kıbrıs’ta görev yaptığında sırasıyla Güvenlik Kuvvetleri ve KTBK Komutanlığı yapan emekli Korgeneral İlyas Bozkurt’un itirafları niteliğindedir.

***

17 Eylül tarihli yazıda 15 Temmuz hain darbe girişimini kızından öğrendiği ve olası Rum askerî harekâtına karşılık sınır birliklerini teyakkuza geçirdiği ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’yı telefonla arayarak onu rahatlattığı yönünde kamuoyunun bilmesinde sakınca olmayan açıklamalardır. Anı niteliğinde paylaşılan emekli bir askerin lakırdılarıdır. Fakat 19 Eylül tarihli Ahmet Takan’ın yazısı İlyas Bozkurt için itiraf ve itirafı dinleyen için çok soru sorduracak yazılardır.

 

PKK Lobisi 

Bozkurt, itirafında tüm üniversitelerde hatırı sayılır PKK’lı öğrencilerin olduğunu; sol görüşlü öğretim üyelerinin, sol medya ve siyasilerin ve AB’nin bu örgüte destek olduğunu; bu desteklerle de psikolojik üstünlüğü ele geçirmeye çalıştıklarını söylemiştir. Emekli asker Bozkurt’un dedikleri doğruysa zaten bu üstünlük psikolojik olmaktan çoktan çıkmış cephe ve alan üstünlüğe geçmiştir.

 

Rum Sarayından Beslenenler

İlyas Bozkurt, Rum sarayının espiyonaj faaliyeti niteliğinde değerlendirilmesi gereken faaliyetler yaptığını da itiraf ediyor. Bu faaliyetlerini de Kıbrıs Türk’üne Rum kimliği vermek, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine ve toplumda sözü dinlenen kişilere para vermek olarak değerlendiriyor.  

 

Türkiye Karşıtlığı

İtirafların devamında 2002 sonrası Türkiye düşmanlığının arttığını; Türkiye’den gelen yardımların iktidar tarafından buharlaştırıldığını, Türkiye’nin Ada’da yanlış anlatıldığını ve anlaşıldığını; acil bir planlama yapılmazsa bu karşıtlığın artacağını; KKTC’de görev yapan dışişleri bürokratları, askeri personel, ekonomi bürokratları ve yardım heyetinde görev alanların tek bir ağızdan konuşması ve ortak hareket etmesi gerektiğini söylemiştir. Kısaca kendi komutası dahil tüm Türkiye’den gelen kadroları suçlamıştır.

 

Sömürge Valisi

Yazıda Bozkurt, Büyükelçilik makamını sömürge valisi gibi demeçler vermekle suçlamış, ‘Büyükelçi, Büyükelçiliğinin bilinci içerisinde demeçler vermelidir.’ demiştir. Devamında, ‘Söyleyeceklerini kapalı kapılar ardında söylemelidir, söylemezse kamuoyu bizim vali konuştu gibi değerlendirir.’ demiştir. Yazının sonunda da “Eğer gerekli itinayı gösterip dikkatli olmazsak Kıbrıs her an elden gidebilir.” cümlesiyle itirafını bitirmiştir.

 

İlyas Bozkurt’a soru

 

·      Emekli olduğunuzda Kuzey Kıbrıs’taki en yüksek rütbeli komutandınız. KKTC’de PKK faaliyetleri varken neden mücadele etmediniz?

·      Tespit ettiğiniz örgüt üyesi ve destekçileri hakkında hukuki işlem başlattınız mı? Başlattıysanız kim destek olmadı?

·      Rum sarayının yaptığını söylediğiniz faaliyetler karşısında kontrespiyonaj faaliyeti yaptınız mı?

·      Türkiye karşıtlığı yapılırken en yüksek rütbeli komutan olarak ne yaptınız?

·      Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı temsil noktasında olan kişiye sömürge valisi olarak nitelendirdiniz. Siz kapalı kapılar ardında uyardınız mı?

·      Emekli asker Bozkurt, tespitlerinizde PKK ve Rum faaliyetleri var. KKTC’de FETÖ ve yapılanması hakkında hiçbir bilginiz yok mu? Neden dile getirmediniz?

 

Ahmet Takan’a soru:

·      İlyas Bozkurt, bu açıklamaları yapıp siz dinlerken “Ey komutan, bunlar olurken sen armut mu topluyordun?” demediniz mi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...