Ana içeriğe atla

94- İktidar ve takipçisinin yarışı 23.11.2017, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu Kuzey Kıbrıs siyasi tarihinin iki köklü siyasi kurumu, Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 2018 seçimleri için adaylarını belirlediler. İki parti de Kuzey Kıbrıs siyasetinde dönem dönem baş rol oynamış, dönem dönem de yan rollerle siyaset kurumuna kendi doğrularında hizmet etmiştir. İki partinin de yerel yönetimlerde gözle görülür ağırlığı ve belediyesi vardır. İki siyasi parti de KKTC Cumhurbaşkanı çıkarmış siyaset kurumlarıdır. Devlet organizasyonuna hükümet ettikleri dönemde kadrolaşmaları sonucu devlet kadrolarında da siyasi düşünceleri beden bulmaktadır.

***

UBP aday seçim faaliyetine davet edildiğim için seçimlerin yapıldığı salonun önündeki delegelerin ve ailelerin enerjilerini hissettim. Delege sayısına bakıldığında katılımın da çok yüksek olması Ulusal Birlik Partisi delegesi-üyesi ve seçmeninin partiye sahip çıktığının göstergesidir. Mevcut hükümette olmaları da bu enerji oluşmasında bir fırsattır. Delegelerin oy kullanma işlemleri sırasında aileleri ve çocuklarıyla alanda olması UBP’nin Kuzey Kıbrıs Türk halkı için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.

***

CTP’den bir davet gelmediği için kendilerini sosyal medya ve kamuoyundan takip etme fırsatım oldu. Hemen hemen iktidar partisi UBP ile çoğu parametrelerinin bir olması potansiyel iktidar olmaları demektir. Fakat iç sorun mudur nedir bilinmez, CTP’de iktidar olacak bir liste ya da enerji görünmemektedir. Kulis sohbetlerinden çıkan söylemlerde Genel Başkan Tufan Erhürman için “Bu dönem parti içinde kendisine şans verdik.” İfadesidir. Bu hava sadece kendisine Genel Başkan olma şansından ileriye geçemeyecek bir enerji hissi vermektedir.

***

Bu yarışta iki köklü siyasi kurumdan biri olan UBP, icraatlar ve elle tutulur gözle görülür hizmetler üzerinden Türkiye’yle ortak siyasi düşünce ve KKTC’yi gelecek için konumlama düşüncesi üzerinden seçime gidecektir. CTP ise düşüncede, yazıda ve sloganda güzel olan ancak icra sahası olmayan fikirler üzerinden seçime gidecektir. Sonuç da sandıktan çıkacaktır. Lakin görünen köy kılavuz istemez söylemi üzerinden yola gidersek iki parti arasındaki yarışta farkla UBP sandıktan birinci çıkacaktır.

 

Greek siyaseti

 

Kuzey Kıbrıs iç siyasi gündemle meşgulken, komşu Güney Kıbrıs da Mısır lideri Abdülfettah El Sisi, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Rum lider Nikos Anastasiadis Akdeniz’de doğalgaz ve kaynakların paylaşımı ve Avrupa’ya transferi konularını ele almak için biraraya geldiler. Enerji ve nakil konuları üzerine muhteşem üçlü beşinci kez biraraya gelmiştir. Rum lider Anastasiadis seçim kampanyalarında adada barış ve olumlu müzakerelerden bahsetmesi ve sonrasında enerjinin KKTC ve Türkiye’siz nakil ve sahip olunmasının hesaplarını yapması “Greek” siyasetine güzel bir örnektir. Fırsatçı bu siyasete en güzel cevabı KKTC Dışişleri Bakanlığımızın açıklamasındaki “Kıbrıslı Türkleri hiçbir şekilde bağlamaz.” cümlesi vermektedir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...