Ana içeriğe atla

43- Neyi veriyorsun! 01.12.2016, Milliyet Gazetesi

Neyi veriyorsun!

01.12.2016

 

Uzunca bir süredir umut ve heyecanla izlediğimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın sürdürdüğü Kıbrıs sorununa dair görüşmeler, ikinci Mont Pelerin zirvesiyle yıkılmış, umutlarımız ve hayallerimiz sonlanmıştır. Yoğunlaşan, seyrelen, hızlanan, yavaşlayan, New York’a giden, İsviçre’ye taşınan, bir hafta araya giren ve sonra tekrar kırk yılda çözülmeyenin iki günde çözme hayaliyle toplanan federasyon modelli çözüm çökmüştür. Ercan Havalimanı’ndaki açıklamasında ‘güzel bir haber vermek isterdim ama ne yazık ki olmadı’ manasında bir açıklama yapan Akıncı, üzgün ve yorgundur. Görüşmeler esnasında çözüm için yeterince taviz vermiş ve yine de bir umut olamamış, çözümü yakalayamamıştır. Her fırsatta kendi savını parametreleriyle savunmuş ve sınırlandırdığı süreç 2016 sonu olduğu için son 30 güne girmiştir. Kırk yıllık sorun otuz günde nasıl çözülür bilinmez; ama bir umut ve hayalle bu sayılı günleri de bekleyeceğiz. Nasrettin Hoca’nın “göle maya çalıp, yoğurt olmasını beklemesi” gibi. Nasıl olsa yıllardır bekliyoruz, bir ay daha bekleriz…

***

Bu süreçte, ilgili ilgisiz taraflar yorumlar yapmış; cadı avına çıkılmış; eksik ve yanlış nerede soruları aranmış ve süreç irdelenmiştir. Peki içteki ve dıştaki faktörlerin temsilcileri neler söylemiş, bakacağız.

***

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı “Onurlu bir çözüme eğer yanaşırlarsa, böyle bir çözümde KKTC olarak eşit iki kurucu devletten biri olarak yerimizi alırız. Ama gelmiyorlarsa da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak yolumuza devam ederiz diyerek, 2017 yılı ile birlikte KKTC olarak yeni bir plan ve çözümü kendimizin belirlediği bir zeminde ararız demektedir.

***

Rum Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomos “Her çıkmaz, bize sıfırdan başlama fırsatı verir” demiştir. Mont Pelerin görüşmeleri sonrasında ise Çünkü sona ulaşmalarının, yani bir anlaşmanın söz konusu olmadığına hep inandım. Çünkü Türkler her şeyi istiyor” demiştir. Kamuoyuna yansımayan ama Başpiskoposun kastettiği Türk tarafının istekleri nelerdir? Müzakere heyeti süreci artık basına açıklamalıdır.

***

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da TİM toplantısındaki konuşmasında Rum heyetinin anlamsız toprak isteklerine cevap olarak “Dur bakalım, orada bu kadar şehit kanı var. Neyi veriyorsun?” diyerek dosta düşmana karşı Kıbrıs’ın ve KKTC’nin önemini canlı yayında söylemiştir. Konuşmasının devamında Güney Kıbrıs’ın uluslararası toplantı ve faaliyetlere gittiğinde adanın tamamını kapsayan Rum bayrağı ile gitmesini “Bir defa sizin böyle bayrağınız olamaz ki. Burada bir KKTC var. Sen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’sin. Kuzeyde Türk Cumhuriyeti var. Bunu göreceksin.” demiştir. Konuşmasının devamında “bu iş uzatılmamalı” diyerek bu yıl sonunu hedef göstermiştir.

 

Sonuç: 2016 yıl sonu ‘federasyon modelli’ çözüm için son tarihtir. Siyaset yapıcılar farklı bir çözüm siyaseti üzerinden KKTC’yi tanıtmalıdırlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...