Ana içeriğe atla

Kayıtlar

100- KKTC’yi tanıtma planı 28.12.2017, Milliyet Gazetesi

Siyasi coğrafyamızın en sıcak sorunu, okyanus ötesinden ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in başkenti olarak Kudüs ‘ü tanıma kararı ve ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e açılmasını onaylamasıdır. Okyanus ötesinden aldığı karar Filistin halkına zulüm olarak yansımıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem Başkanı olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkelerini Kudüs için acil İstanbul’a toplantıyla çağırmıştır. Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın öncülüğünde üye ülkeler ve devlet başkanları ABD’nin kararını kınamış ve Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanımışlardır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Trump’ın Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanımasına ‘hükümsüz’ diyen karar da, ezici çoğunlukla kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve dış politika yapıcıları zor günlerde bile haklı oldukları davaları savunmuşlar ve hedefe ulaşmışlardır. Filistin halkına ve tarihsel bağına sahip çıkılmıştır.   Kıbrıs Eylem Planı Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişk...

99- Kampanyalar üzerinden siyaset 21.12.2017, Milliyet Gazetesi

Ülkemizde seçime girecek olan siyasi partiler adaylarını belirledi. Tanıtım toplantılarıyla vizyonlarını seçmen ve kamuoyuyla paylaşıyorlar. Seçmenin ve kamuoyunun adayları tanıması, yavaş yavaş da mühür ve tikin ya da karma oyunu kullanacağı düşünce yapısının oluştuğu dönemdeyiz. Bu kampanya sürecini öteki beriki demeden sosyal medya sloganları üzerinden değerlendirelim.   CTP Cumhuriyetçi Türk Partisi siyasi tarihimizin köklü partilerindendir. Seçime parti içindeki “Genel başkana bir şans verdik.” söylemiyle gitmektedir. Tufan Erhürman güler yüzlü pozitif siyasi bir figür olarak partisini “Ne demek umut yok! Biz halkız, burada biz varız.” sloganıyla sandığa götürmektedir. Görsellerinde kullandığı fidanla da umutların filizlendiğini ve büyüyeceğini simgelemektedir. Seçimlerin ocakta olacağını düşündüğümüzde filizin yeşermesi için başka baharlara ihtiyaç var diyelim. 7 Ocak real-politikaların seçimi olacaktır.   UBP KKTC’yi kuran iradedir Ulusal Birlik Partisi. Milliyetçi, ulu...

98- “FİLİSTİN HALKINI ÇOK İYİ ANLIYORUZ” 16.12.2017, Milliyet Gazetesi

  KKTC Başbakanı Özgürgün, Millyet’e yaptığı açıklamada, İsrail’i devlet terör uygulamakla eleştirerek, Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti ilan edilmesi kararını desteklediklerini söyledi   (15 Aralık 2017) -  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan Hüseyin Özgürgün, geçmişte benzer acıları yaşayan Kıbrıs Türklerinin, Filistin halkının yaşadıklarını çok iyi anladığını ifade ederek, devlet terörü uygulayan İsrail’in tutumunun bölge ve dünya barışı için tehdit oluşturduğunu söyledi. Milliyet’e yaptığı açıklamada , Türkiye’nin ev sahipliğinde13 Aralık’ta İstanbul’da yapılan İslam İş birliği Teşkilatı (İİT)Zirvesi'nden sonra yayımlanan sonuç bildirgesinde Doğu Kudüs’ün Filistin'in başkenti ilan edilmesini desteklediklerini, zirveye, KKTC Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının da katıldığını belirten Başbakan Özgürgün, tutum ve kararları ile bölgedeki gerginliği ve a...

97- Yüksek öğretim politikası 14.12.2017, Milliyet Gazetesi

Yaşamımız için önemli konuların politikası ve uygulanması esastır. Seçime yaklaştığımız bu günlerde devlet ve millet için gerekli politikaların belirlendiği ve uygulamaya geçildiği bir dönemdeyiz. Doğu Akdeniz’de bir adayız. Siyasi sorunlar yüzünden mevcut adanın küresel oyundaki hakkından sadece Kuzey Kıbrıs siyasi alanı kadarından iyi ya da kötü bir şekilde nasibimizi almaktayız. Ekonomik faaliyetlerimiz turizm ve eğitim üzerinedir. Hayatın olağan akışının her alanında öğrenci faktörü olduğu için de ana konumuz eğitim adası olma fikri olmalıdır. Bu fikirde siyasilere bırakılmadan devlet politikasıyla desteklenmelidir.   Sayı mı, Kalite mi? Kuzey Kıbrıs’ın yüksek öğretimi değerlendirildiğinde en göze çarpan açıklama “Öğrenci sayımız 100 binlere ulaştı” şeklindedir. Bu sayı başarı olarak görülmektedir. Türkiye’de eğitim veren Koç Üniversitesi 400 akademik personelle 5130 öğrenciye eğitim vermektedir. Türkiye başarı sıralamasında 4., Dünya sıralamasında 400’lerde yer almaktadır. Bu ...

96- Ulus Devlet 07.12.2017, Milliyet Gazetesi

Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in üçüncü büyük adasıdır. Doğu Akdeniz için stratejik bir konuma sahip olan adamız, insanlık tarihi boyunca çok farklı din, dil ve ırktan insanların mücadele alanı olmuştur. Bu mücadele savaş, göz yaşı ve kanla sonuçlanan insanlık dışı durumlara kadar gitmiştir. Bu mücadelede soğuk savaş metotları, entrikalar, gri beyaz propaganda uygulamaları alan bulmuştur. Kıbrıs adasındaki mücadele dini, dili ve milliyeti aynı olan aktörler, figüranlar arasında yapılmış olsa da dönemsel olarak ‘devlet dışı aktörler’ de cephede saf tutmuşlardır. *** Kıbrıs adasının Kuzey ve Güney siyasi kesimlerindeki seçimleri incelediğimizde her iki toplumda ve bölgede kendi dinamikleri bakımından seçimler görünür görünmez bir savaş niteliğindedir. Güney Kıbrıs lideri Anastasiadis için de 2018 seçim yılıdır. Rum lider Anastasiadis de yaklaşan seçimler için en önemli kampanya argümanlarından birisi olan ‘Kıbrıs Sorunu’ ve ‘Müzakere’ sürecini tekrardan kampanya malzemesi yapmıştır. Rum lider Har...

95-Sıklet Merkezi 30.11.2017, Milliyet Gazetesi

Carl von Clausewitz 1780 – 1831 yıllar arasında yaşamış, Prusyalı aristokrat bir aileden gelen, Napolyon Savaşları’nda görev alan ve kısa bir süre de Prusya devletinin kalbinde askeri-siyasi alanda görev yapmış Tümgenereldir. 1818’de Prusya Savaş Akademisi Başkanı oldu ve bu görevde vefat etti. Napoleon’un sonunu getiren Belçika’daki Waterloo Savaşı’nda belirlediği stratejiler sayesinde önemli rol oynamıştır. Clausewitz’in askeri ve siyasi stratejileri üzerine yazdığı eseri “Savaş Üzerine”dir. Kitabında Clausewitz “Savaş, siyasetin başka araçlarla (şiddet araçlarıyla) devamıdır.” ve “Bütün savaşların amacı, düşman silahlı kuvvetlerini yok etmek yoluyla onun iradesini teslim almaktır.” demektedir. Savaşın ana unsurunun muharebe olduğunu da vurgulamaktadır. Muharebenin hedefinin bir sıklet merkezi üzerine kurulmasını, faaliyet halindeyken de düşmanın durumu ve şartlara göre değişiklik gösterebileceğini belirtmiştir. *** Dünya askeri literatürüne Carl von Clausewitz ‘sıklet merkezi’ terim...

94- İktidar ve takipçisinin yarışı 23.11.2017, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu Kuzey Kıbrıs siyasi tarihinin iki köklü siyasi kurumu, Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) 2018 seçimleri için adaylarını belirlediler. İki parti de Kuzey Kıbrıs siyasetinde dönem dönem baş rol oynamış, dönem dönem de yan rollerle siyaset kurumuna kendi doğrularında hizmet etmiştir. İki partinin de yerel yönetimlerde gözle görülür ağırlığı ve belediyesi vardır. İki siyasi parti de KKTC Cumhurbaşkanı çıkarmış siyaset kurumlarıdır. Devlet organizasyonuna hükümet ettikleri dönemde kadrolaşmaları sonucu devlet kadrolarında da siyasi düşünceleri beden bulmaktadır. *** UBP aday seçim faaliyetine davet edildiğim için seçimlerin yapıldığı salonun önündeki delegelerin ve ailelerin enerjilerini hissettim. Delege sayısına bakıldığında katılımın da çok yüksek olması Ulusal Birlik Partisi delegesi-üyesi ve seçmeninin partiye sahip çıktığının göstergesidir. Mevcut hükümette olmaları da bu enerji oluşmasında bir fırsattır. Delegelerin oy kullanma işlem...

93- Devleti Kuran İrade 16.11.2017, Milliyet Gazetesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seçim sathına girmiş bulunuyoruz. Aday adaylarının partilere müracaatlarıyla kamuoyu ve sosyal medyamız yoğun bir siyasi kampanya saldırısıyla karşı karşıyadır. Her bir köşeden  ‘sponsorlu’  aynı el duruşu, ortak gülümseme, heyecanla bakan gözler ve hayallerle dolu görseller haber sitelerinde, gazetelerde ve sosyal medya hesaplarımızda karşımıza çıkmaktadır. 7 Ocak 2018 tarihine kadar da bu gibi çalışmalarla sıkça karşılaşacağız. Seçim dönemlerinde vaatler ve hayallerin pazarlanması, siyasi kampanyaların olmazsa olmazıdır. İdeolojik bir tabandan gelmeyen seçmen için bu kampanya metotları iyi birer ikna yöntemidir. 7 Ocak’ta yasamada ve hükümette görev alacak parlamenterleri seçeceğimize göre Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’nin  ‘Bu Sistem Değişecek’  sloganı sanırım bu seçime uymadı. Yeri gelmişken de CTP’ye soralım: Değişimi Milletvekilleriniz için mi düşünüyorsunuz, yoksa mevcut yönetim sisteminin  ‘başkanlık tipi’  bir y...

92- Kadın aday adaylar 09.11.2017, Milliyet Gazetesi

Ocak 2018, Kıbrıs için seçim zamanıdır. Lefkoşa’nın iki yakasındaki mevcut siyasi aktörlerin aday olması ve yeni adayların da eklenmesiyle yeni bir döneme başlayacaklar. Seçim öncesindeki politikalar yenilenecek, yaklaşımlar farklılaşacak, yeni yüzler oyuna dahil olacaktır. Kuzey Kıbrıs için Ocak ayında resmi sonuçlar açıklandıktan, Milletvekilleri yemin ettikten sonra yeni bir yasama yılı başlayacaktır. İktidara gelen hükümet tek başına ya da koalisyon hükümeti olarak parti programı ve seçim dönemindeki vaatlerini yerine getirmek için çalışacaktır. Bugünlerde seçime girecek partiler, aday adaylarından başvurularını kabul etmektedirler. Kadın adayların varlığı, siyasetin ve demokrasinin ‘olmazsa olmazı’ olmalıdır. Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’nı başarı ile sürdüren Sayın Sibel Siber’in anketlerde üst sıralarda yer alması kadın siyasilerin başarılarına örnektir. Seçim sonrası yasama yılında da yeni kadın siyasetçilerimiz kesinlikle Cumhuriyet Meclisi’nde görev yapmalıdır. Hangi parti o...

91- Tükenmiş Federasyon tezi 02.11.2017, Milliyet Gazetesi

Köşemde 12.10.2017 tarihinde “Federasyonu öldüren atanmış müzakere heyeti” başlıklı yazı kaleme almıştım. Yazımda Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ve ekibinin yürüttüğü federasyon modelli çözümün başarısızlıkla sonuçlandığını yazmıştım. Kuzey Kıbrıs’ın çözümü ilk günden itibaren hak ettiğini, başka metot ve yöntemlerle diplomasi ve diyalog kanalları kullanılarak çözüm arayışının devam etmesi gerektiğini de her zaman dile getirdim. Kuzey Kıbrıs ‘federasyon modelli’ bir metotla çözümü arama düşüncesi içinde bir 50 yıl daha kaybetmemelidir. *** Federasyon modelli bir çözümle müzakerelerin bir sonuca gidemeyeceğini düşünen 26 sivil toplum örgütü tarafından desteklenen 19 milletvekili, ‘Rumlarla iki toplumlu iki bölgeli federasyon kurulması amacıyla yapılan görüşmelere son verilmesini istediklerini ve federasyon modelinden vazgeçilmesi karar önerisini’ Cumhuriyet Mecli’sine sundular. Milletvekilleri adına konuşan Zorlu Töre ‘federasyon tezinin artık tükendiğini Kıbrıs görüşmelerinin kaldı...

90- Kıbrıs adasında seçim… 26.10.2017, Milliyet Gazetesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, müzakere süreci boyunca hep bir seçim ve görev değişmeleri üzerinden süreci hızlandırdı ve sürdürdü. Kendi siyasi bakış açışıyla Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin değişmesi, Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin görev süresinin dolması, ABD başkanlık seçimleri, Güney Kıbrıs’ta yaklaşan seçimler gibi parametreleri vardı. Yarım asrı geçen Kıbrıs sorununu, kişilerin siyasi sınavlarına endekslemesi Kıbrıs adasına tarih sahnesinde yapılan bir haksızlıktı. Kıbrıs Türk halkının kaderi, Doğu Akdeniz enerji yatakları, Ortadoğu’nun güvenliği gibi hayati önemi olan konularda aktör olabilecek, jeopolitik konuma sahip, genelde Kıbrıs adası, özelde Kuzey Kıbrıs’ın kaderi devlet politikası bakışıyla çizilmelidir. Seçimle gelen kişi mevcut durumda kendi geleceği ve ikbali hariç Kıbrıs siyasetinde hiçbir hamle yapamaz, yalnızca kaderine düşen süredeki rolünü oynar. Oyunu aldığı seçmenine ve devletine kanunlarda tanımlanmış görev ve yetkilerin...

89- Federasyonu öldüren atanmış müzakere heyeti! 12.10.2017, Milliyet Gazetesi

Tüm tartışma, Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun Amerika ziyareti sırasında verdiği basın mülakatları sonrası başladı. Dışişleri Bakanı ne dedi? “Federasyon seçeneği öldü. Yetkilerin Ankara’ya devri bir seçenek; gerekirse Rum kesimi adına petrol arayanlar vurulur. Barış Gücü’ne ihtiyaç kalmadı. BM konvoylarına izin vermeyeceğiz. Ankara’da kim iktidar olursa ilişkimiz değişmez.” Bu açıklamalar sonrası KKTC Cumhurbaşkanlığı sözcüsü kişi, KKTC Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’na karşı, “ KKTC Dışişleri Bakanlığı makamını işgal eden bir zatın bu tür söylemleri yapılan yanlışı ortadan kaldırmadığı gibi,  Kıbrıs  Türkü’nün çıkarlarına da terstir. Sayın Dışişleri Bakanı’nın bunu anlamamaktaki ısrarı ise büyük talihsizliktir.” demiştir. Maaşını ve özlük haklarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden alan sözcü, Kıbrıs adasında “işgal” terimini kullanan Rum ağzıyla Kıbrıs Türk halkı tarafından seçilen bir kişiyi seviyesiz ve haddini aşan bir dille suçlamıştır. Şimdi...

88- Kuzey Kıbrıs tanınmalı! 05.10.2017, Milliyet Gazetesi

İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’ın kaleme aldığı makalesi Kıbrıs sorununda gelinen son durumu aydınlatacak açık bir yazıdır. Starw makalesinde “ İki bölgeli, iki toplumlu bir devlet çatısında adanın birleştirilmesine dönük müzakere edilmiş anlaşma saçmalığına bir son vermenin zamanı geldi. Çözüm, adanın bölünmesi ve kuzeydeki Kıbrıslı Türklerin uluslararası olarak tanınmasıdır.” demiştir. Yazının devamında Annan Planı’nın sonrasında Rum yönetiminin tüm olumsuz yaklaşımlarına karşı Avrupa Birliği’ne alındığını ve KKTC’nin ise çok büyük bir haksızlığı uğradığını söylemiştir. AB’nin Dış İlişkiler Konseyi’nin Kuzey Kıbrıs’a yapmak istediği olumlu adımları da bizzat “Kıbrıs Hükümeti” tarafından engelledi diyerek KKTC’nin sistemli bir şekilde mağdur edildiğini de belirtmiştir. Yazısının sonlarında Straw, Rum Kesiminin başarılı bir AB üyesi olmadığını Kuzey Kıbrıs’la eşit şartları kabul etmediklerini dile getirmiştir. Rum yönetiminin bu olumsuz, uzlaşıdan uzak tutumunu açıkladıktan...

87- İlyas Bozkurt’tan itiraflar! 28.09.2017, Milliyet Gazetesi

17 ve 19 Eylül 2017 günlerinde Türkiye’de yayınlanan Yeniçağ gazetesinde Ahmet Takan imzalı “15 Temmuz gecesi Rumlar nasıl şaşırtıldı?” ve “KKTC’de Türklük bilinci kırılıyor.” başlıklı köşe yazıları Kuzey Kıbrıs’ta görev yaptığında sırasıyla Güvenlik Kuvvetleri ve KTBK Komutanlığı yapan emekli Korgeneral İlyas Bozkurt’un itirafları niteliğindedir. *** 17 Eylül tarihli yazıda 15 Temmuz hain darbe girişimini kızından öğrendiği ve olası Rum askerî harekâtına karşılık sınır birliklerini teyakkuza geçirdiği ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’yı telefonla arayarak onu rahatlattığı yönünde kamuoyunun bilmesinde sakınca olmayan açıklamalardır. Anı niteliğinde paylaşılan emekli bir askerin lakırdılarıdır. Fakat 19 Eylül tarihli Ahmet Takan’ın yazısı İlyas Bozkurt için itiraf ve itirafı dinleyen için çok soru sorduracak yazılardır.   PKK Lobisi  Bozkurt, itirafında tüm üniversitelerde hatırı sayılır PKK’lı öğrencilerin olduğunu; sol görüşlü öğretim üyelerinin, sol medya ve siyas...

86- Bayrak Vatan mı? Yük mü? 21.09.2017, Milliyet Gazetesi

20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’na kadar Kıbrıs Türk halkı yıllarca çile ve gözyaşlarıyla Anavatan Türkiye’den gelecek olan şanlı Mehmetçik’i beklemiştir. 20 Temmuz sabahı adaya ayak basan Mehmetçikle birlikte bağımsızlığımızın ve istikbalimizin simgesi ‘al bayrağımız’ mavi göklerde özgürce dalgalanmak için göndere çekilmiştir. O’nun dalgalanması Kıbrıs Türk’ünün egemenliğinin ve bağımsızlığının simgesi olmuştur. KKTC topraklarında başta ‘Beşparmak’ dağının güney yüzünde ışıklı olmasının yanında çeşitli yerlerde, değişik ebatlarda bayrağımız var olmuştur. *** Bayrak, tarihte yaşamış Türk devletleri ve Türk milleti için namus, topraktaki varlık sebebi ise şerefi olmuştur. Modern Cumhuriyetimizde bayrak kanunla korunmuş, ebat, renk ve boyutu asılabilecek yerleri ve asılmayacak yerler olarak belirlenmiştir. Türk milleti için bayrak demek vatan demektir, devlet demektir.   Zafer Burnu  Türk milleti ve devleti için bayrağın yük değil de Vatan olduğunu, aksini söyleyen güruhlara...

85- Gerekçeli karar! 14.09.2017, Milliyet Gazetesi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Hüseyin Özgürgün’ün 21 Ağustos 2017 tarihli KKTC Cumhurbaşkanlığ’ına gönderdiği “Din İşleri Başkanı’nın görevden alınması” hakkındaki isteği, Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı tarafından 5 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı sitesinde okuduğumuz yazıyla ilgili kişinin görevden alınması için “Bilgi ve belgelerle gerekçeli hale getirilmesi ve kimin önerildiğinin belirtilmesi” hususlarını dile getirerek ilgili isteği ‘ret’ etti. Yazının devamında Sayın Akıncı “Bu tür kurumların yönetimine ilişkin bir karar verirken güçlü dayanaklara sahip olunması gerektiği”ne vurgu yapmıştır. Din İşleri Başkanlığı gibi bir kurum çok özenle seçilmiş yöneticilerin olması gereken bir yapıdadır. İslam Dini yapısı itibariyle terörden uzak, barış ve hoşgörü dinidir.   Kamu vicdanı ve gerekçeli kararı Yasama, yürütme ve yargı güçler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu üç güce ilaveten de basın dördüncü güç olarak değerlendirilmektedir. Bu dördüncü gücün köşe yaza...