Ana içeriğe atla

12-Akıncı’nın Birinci Yılı ve Müzakereler 05.05.2016, Milliyet Gazetesi

Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın seçildikten sonra bir takvim yılı geride kaldı. Bu bir yıl için başta müzakere süreci olmak üzere genel değerlendirmeyi ve karneyi yazma, en büyük öğretmen için bile zordur. Ben de izlediğim ölçüde Akıncı’nın bir yılını kaleme almak, kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.

 

Kampanya Süreci

Birinci yılını yazabilmemiz için kampanya sürecinden yorumlamaya başlamamız gerektiği kanısındayım. Arka planında iyi bir ekip ile kampanya yapan Akıncı, kullandığı zeytin dalı sembolü ile özdeşleşti. Barışın simgesi olan zeytin dalı, çözümün Akıncı ile geleceği ve sorunun çözüleceği algısını oluşturdu. Bu düşüncenin sandığa yansımasıyla Akıncı, Cumhurbaşkanı seçildi. Bu süreci irdelemeden önce genel olarak Akıncı, toplumun tüm katmanlarına insan hakları ve yasal sorumlulukları doğrultusunda eşit mesafede olduğunu söylemek doğru olur. Göreve başladığı ilk aylarda sosyal medya paylaşımlarında, seçim süresince kullandığı görsel ve kurumsal kimliğini kullanması dikkatimi çekti. Seçim süresince, kampanya kimliğini temsil eden kravatı da seçildikten sonraki önemli bir aksesuarı oldu. Kravatlarının renklerinin benimsenmesi ve hafızalarda tutmaya çalışılması da bir sonraki seçimde tekrardan bağımsız aday olarak gireceği kendi marka değerini ve görselini hafızalara kazıma gayretindendir. Başarılı bir tanıtım ve reklam çalışması olduğunu söylemem yerinde olur. Bundan ötürü ekibini de kutlarım.

 

Müzakere Süreci

Kapalı kapılar arkası gerçekleşen görüşmeler, doğru/yanlış tüm yayınlar görüşme tutanağı adı altında Rum basınından takip edilmektedir. Akıncı ve heyetinin bir yıllık performansını takip edilebildiği ölçüde değerlendirilecek olursak bazı aksaklıklar, tecrübe eksiklikleri ve hatalar vardır. KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı da, bazı konularda Anastasiadis’le ortak bir noktada buluşamamıştır. Bunlardan birkaçı Güney Kıbrıs’ta eğitim gören gençlerin yaşadığı sorunlar ve cep telefonlarının her iki tarafta da kullanımı gibi sözde anlaşıp ama hayata geçirilemeyen konulardır. Bu konular süreç içerisinde Akıncı’yı üzmüştür. Güney Kıbrıs müzakere heyetinin daha tecrübeli olduğu ortadadır. Müzakere sürecindeki bir başka konu da, görüşmeler sonrası KKTC kamuoyu yeterince bilgilendirilmemektedir. Görüşmeler hakkında bilgi verilen kesim dar bir çevre ve düşünce yapısıdır. Birleşmiş Milletler tutanakları Cumhuriyet Meclisinde belli bir sınırda paylaşıma açıktır. Görüşmelerin gizlilik içerisinde yapılması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından doğru olabilir. Ama Rum heyeti görüşmeler sonrası, kendi manipülasyon amaçlı kullandığı basın yayın organlarına yaptırdığı belki de görüşme esnasında hiç görüşülmeyen konular üzerindeki haberleri Kuzey Kıbrıs ve taraflar arasında farklı okunmaktadır ve algı yönetme faaliyeti olarak kullanılmaktadırlar. Kuzey Kıbrıs müzakere heyeti de geniş çaplı yapmadığı bilgilendirme neticesinde Rum yayın organlarını destekler mahiyette algılanmaktadır.

 

Anadolu’da bir tabir vardır: “Niyet üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.” Bu mantık ile birinci yılını dolduran Cumhurbaşkanı Akıncı’nın değerlendirmesini yapma amacım da zeytin dalında gizli olan barışın beklendiği çözümün olacağı iradenin baş temsilcisine ışık tutmaktır. İkinci yılının görüşmeler sonrası geniş tabanlı kamuoyu bilgilendirmesi olmasını, Güney Kıbrıs’ın siyasi oyun ve manevralarına mahal vermeyecek bir tecrübe ve ustalıkta görüşmeler yapılmasını temenni ediyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

25-15 Temmuz Sonrası Kıbrıs 28.07.2016, Milliyet Gazetesi

‘Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs özel danışmanı Espen Barth Eide’in “Birkaç hafta içinde Kıbrıs müzakerelerinde mülkiyet, garantiler ve güvenlik konuları görüşülecek” şeklindeki beyanıyla müzakerelerin en önemli başlıklarına ve süreci belirleyen konulara vurgu yaptı. Eide, Kıbrıs’ta çözüm penceresinin açık olduğunu fakat sonsuza dek açık olmayacağını da söyledi.’ 2016 yılının çözüm yılı olması gerektiğini her fırsatta dile getiren Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile Sayın Eide aynı düşüncede oldukları aşikârdır.   Art niyetli yaklaşım Çözümün taraflarından ikisi olumlu söylem içerisinde olmalarına karşın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafı bir o kadar olumlu söylemlerden uzaktalar. GKRY Dışişleri Bakanı Kasoulidis’in Türkiye’deki 15 Temmuz günü F tipi örgütün darbe girişimine atıfta bulunarak, 18 Temmuz günü Brüksel’de söylediği “Çözüm sonrası Kıbrıs’ta Türk askeri varlığını istemiyoruz” ve “15 Temmuz sürecinde Türk askerinin Ada’da başı boş kaldığını, belirsizli...