Ana içeriğe atla

13-Federal çözümde son şans 19.05.2016, Milliyet

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, geçtiğimiz hafta İstanbul’da özel bir üniversitenin davetlisi olarak “Global Liderlik Forumu”na katıldı. Forumda yaptığı konuşmada çözüm ve müzakereler adına önemli ifadelerde bulundu. 2016 yılının çözüm yılı olması yönünde çalışmaların hızlanması gerektiğini belirtti. Müzakerelerin ‘sürekli toplantı’ şeklinde geniş tabanlı yapılmasının süreci hızlandıracağına, Rum lider Anastasiadis ile aynı dönemleri bilmelerinin, Kıbrıs sorununa vakıf olmalarının bir avantaj olduğunu ve 2016’nın çözüm için bir fırsat yılı olduğuna da değinen Sayın Akıncı, federal bir çözüm için son şans olduğunu vurguladı. Konuşmasında bundan sonraki müzakerelerde yeni neslin iki devletli bir çözüm arayışına gireceğini söyledi. Sayın Akıncı devlet iradesini temsil ettiğini, politikadaki gerçekleri görerek konuya vakıf bir Cumhurbaşkanı olduğunu yeniden ortaya koydu.

 

Sayın Akıncı, konuşmasında enerji yataklarının çözüm için bir fırsat olduğunu, büyük resmi görerek hareket etmenin sağlıklı bir şekilde çözüme götüreceği vurgusunu yaptı. Büyük resim vurgusuna bakıldığında iki devlet ve iki toplum cümlenin özneleridir. Garantörlük adı altında muhatap ülkelerde gözle görülür taraflardır. Tarihimize baktığımızda tarihimize yazılmasa da konunun bir tarafı daha vardır. Bu da tarih sahnesinde mahalle baskısı olarak hep görev almıştır. Tarihteki bir örnekle görünmez el olan mahalle baskısı örneğini anlatmak ve büyük resmi gören iradenin temsilcisinin, çözüm yolunda Kilise faktörünü de görmesini isterim.

 

Rum Ortodoks Kilisesi

Kıbrıs sorununu anlayabilmemiz ve çözüm yollarını bulmamız için Kilise faktörünü iyi okumamız ve anlamamız gerekmektedir. “Megali İdea”nın (Büyük Ülkü) ne olduğunu hatırlamalıyız. Megali İdea Yunanistan, Girit, Rodos, Kıbrıs ve Anadolu toprakları üzerinde başkenti İstanbul olması düşünülen Büyük Yunanistan’ı kurma ülküsüdür. Fikir babası, Rigas Velestinlis Ferreros adlı bir Rum’dur. Ferreros’un Bükreş’te hazırladığı ilk Megali İdea haritası, 1796’da Viyana’da basılmıştır. Bu büyük ülkünün yaşatılması ve nesilden nesile aktarılması görevini de Rum Ortodoks Kilisesi ve Patrikhane üstlenmiştir. 

 

Kıbrıs Kilisesi Başpiskoposlarından (1810-1821) Kiprianos kendi dindaşları ve Megali İdea için mahalle baskısını ve kiliseyi kullanarak çalışmalar yapmıştır. Adada Türk’lere karşı isyanlar hazırlamıştır. Dönemin Kıbrıs Valisi Küçük Mehmet’e (Mehmet Emin Paşa) Ayanni (Aydın) köyünden Dimitri adlı bir Rum tarafından Kilise’nin ayaklanma hazırlığında olduğunu mektupla ihbar edilmiştir. Bu ihbar mektubu şu satırları içermektedir. “Paskalya gecesi saat altıda Lefkoşa’da top atışı olacaktır. Başpiskopos Kiprianos, Rumca yazılmış mektubunu kendi adamına vererek adı geçen köyde (Ayanni) okutmuştur. Bu mektuba göre, top atışı duyulduğu zaman bütün Hristiyanlar harp silahları ile Lefkoşa’ya hücum edeceklerdir. Tüm adayı almak için birlikte hareket ederek sözleşmelerini öneren Başpiskopos’a göre Hristiyanlar, Lefkoşa’yı da ele geçirdikten sonra bütün Müslümanları katledip ortadan kaldıracaklardır. Bu konuyu Hristiyanlara kesin olarak bildirip tembih eden, zikreden mektubu diğer köylere de yollayıp okutmuştur.” Dimtiri’nin bu ihbar mektubu Kıbrıs’tan Türkleri yok etmeyi amaçlayan Enosis ruhunun kilise ile çalışmasının özünü en açık şekilde anlatarak tarihe mal olmuş bir belgedir.

Tarih sahnesinde bu ve bunun gibi örnekler sayfalarca yazılarak anlatılabilir. Amacımız burada Sayın Akıncı’nın büyük gayret ve özverisi ile 2016’nın çözüm yılı olması düşüncesini desteklemek olduğu için tarihten bu alıntı ile görünmez el görevi gören gücü göz önüne alarak müzakerelerin devam etmesini sağlamaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

25-15 Temmuz Sonrası Kıbrıs 28.07.2016, Milliyet Gazetesi

‘Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs özel danışmanı Espen Barth Eide’in “Birkaç hafta içinde Kıbrıs müzakerelerinde mülkiyet, garantiler ve güvenlik konuları görüşülecek” şeklindeki beyanıyla müzakerelerin en önemli başlıklarına ve süreci belirleyen konulara vurgu yaptı. Eide, Kıbrıs’ta çözüm penceresinin açık olduğunu fakat sonsuza dek açık olmayacağını da söyledi.’ 2016 yılının çözüm yılı olması gerektiğini her fırsatta dile getiren Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile Sayın Eide aynı düşüncede oldukları aşikârdır.   Art niyetli yaklaşım Çözümün taraflarından ikisi olumlu söylem içerisinde olmalarına karşın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafı bir o kadar olumlu söylemlerden uzaktalar. GKRY Dışişleri Bakanı Kasoulidis’in Türkiye’deki 15 Temmuz günü F tipi örgütün darbe girişimine atıfta bulunarak, 18 Temmuz günü Brüksel’de söylediği “Çözüm sonrası Kıbrıs’ta Türk askeri varlığını istemiyoruz” ve “15 Temmuz sürecinde Türk askerinin Ada’da başı boş kaldığını, belirsizli...