Ana içeriğe atla

38- Kıbrıs ve EVKAF 27.10.2016, Milliyet Gazetesi

Kıbrıs Türkü’nün tarihinde önemli yeri olan vakıfların 445. kuruluş yıldönümü ve Evkaf’ın İngiliz yönetiminden sonra Kıbrıslı Türklere geçişinin 60. yıldönümü olmasıyla, bu soylu vakıfların Kıbrıs’ta varlığının önemini vurgulayıp korunması gerektiğini belirtmek isterim. Vakıflar kurulduğundan beri ada üzerinde en önemli kurum kimliği taşımakla birlikte şimdilerde ada toplumundaki Türk varlığını ve birliğini sürdürecek olan bir kurum niteliğindedir. İslam ve Türk dünyasında, günümüz modern devletlerinin yapmakta olduğu birçok kamusal hizmeti Vakıflar başarıyla üstlenmiştir. Vakıf aynı zamanda topluluklar arasında dostluk, kardeşlik, yardımlaşma ve yakınlaşmanın en önemli kurumudur.

 

Evkaf Sözcüğünün Anlamı

Vakf” ya da “Vakıf” sözcüğünün çoğulu olan Evkaf, “vakıflar” anlamını taşır. Kuralları İslam hukukuna dayanan özel bir terim olan vakıf, gündelik yaşamdaki kullanımdan ya da sözlük anlamından çok, hukuksal ve manevi değeri bakımından önemlidir. Vakıfların anayasası olarak bilinen “Ahkakü’l Evkaf” (Vakıflar Hükümleri), vakıf sözcüğünü şöyle tanımlar: Vakıf, belirli eşya veya taşınmazı, yararları ve kazancı Allah’ın kullarına ait olmak üzere, o eşya ya da taşınmazın var olduğu süre sonuna kadar, koruma altına alıp muhafaza etmektir. Başka bir ifadeyle vakıf, “yararları ve kazancı Allah’ın kullarına ait hale gelmiş, yani vakfedilmiş bir eşya ya da taşınmaz, o andan itibaren Yüce Allah’ın malı haline gelir ve sahiplenilmesi, mülk edinilmesi ve mülk edindirilmesi kesinlikle yasaktır.” Kısaca vakfolunan eşya ve taşınmaz kesinlikle özel mülk değildir. Allah’ın kullarına ait ve kamu yararı olan vakfolunan eşya ya da taşınmazdır.

 

Kıbrıs Vakıflar İdaresi

“İnsanların en değerlisi, onları seven ve onlara faydalı olandır” düsturu ile 1571 yılından itibaren faaliyetlerini sürdüren Evkaf, Kıbrıs için faydalı çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalarını “eğitim, turizm, din işleri, emlak ve inşaat, tarım ve spor, bankacılık” alanında kamunun yararına sunmaktadır. Tarihsel değerlerimizin Kıbrıs Adasındaki koruyucusu ve kollayıcısı, sahip çıkanı ve gelecek nesillere aktaracak olan kurumdur. Evkaf’ın yakın tarih boyunca kaybettiği kurumsal şuur ve yapısını yeniden kazanması ve bu yolda son dönemde kat ettiği mesafe değerli ve önemlidir. Evkaf’ın tarihi gerçek misyonuna darbe vurup yağmalamak isteyen her girişim Kıbrıs Türk halkının tarihi değerlerine darbe vurmaktadır. Nitekim Evkaf’ın mevcut Genel Müdürü, Kıbrıs Türk halkının değerleriyle yetişmiş Kuzey Kıbrıs’ın değerleri için profesyonel yaşamına veda etmiş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve tarih boyunca Vakıf değerlerine sahip çıkan Prof. Dr. İbrahim Benter, doğru adımlar atmaktadır. Yağma ve talan kültürünün hakim olduğu siyasi kültür ve ilişkilerde Evkaf değerlerini korumak için “Elif” gibi dik “Vav” gibi vakur duruşu ile yaşamaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...