Ana içeriğe atla

51- ABD hegemonyasının yeni patronu Donald J. Trump 22.01.2017, Milliyet Gazetesi

ABD’nin 45. Başkanı Donald J. Trump’ın yemin törenine katılmak için geldiğim Washington DC ziyaretimde bana Columbia Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Nesip Öğün eşlik etti. İlk ziyaretimizi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Washington DC temsilcisi Sayın İsmet Korukoğlu’na yaptık. Sayın Korukoğlu sırası ile Pakistan ve İsrail’de KKTC’yi diplomat ve Büyükelçi seviyesinde temsil etmiş. 1,5 yıl önce tayin olduğu ABD’nin Washington DC temsilcisi olarak görevini icra etmektedir. Dış işlerinde diplomat olarak görev yapmanın tüm yetilerine hâkim entelektüel bilgi birikimi olan Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki gelişmelere vakıf mesleğine hâkim özveriliyle çalışan bir Kıbrıs Türk’ü diplomatımızı burada görmek beni mutlu etti. KKTC’nin müzakere sürecinin olumlu sonuçlanması sonrası uluslararası platformlarda Sayın Korukoğlu ayarında diplomatlara ve meslek memurlarına ihtiyacımız olduğunu da hatırlatmak isterim. 

 

Yeni Sam Amca Trump

ABD Başkanı Trump’un siyasi bir alt yapısı olmaması ve siyasetten gelmemesi ABD’li muhataplarını düşündürmekte ve yapacağı siyasi manevralar kendi siyasi geleceğini etkileyeceği kadar ABD’nin ve faaliyette bulunduğu ülkelerin uluslararası politikalarını da etkileyecektir. Başkan Trump kendisi gibi iş dünyasında başarı ve başarısızlığı da dönem dönem yaşamış Wall Street’ın üst düzey yöneticilerinden bir kabine oluşturmuştur. Kendi performansı kadar kamuoyu için, hazırlamış olduğu kabinenin de performansı merak konusu ve yakından izlenecek bir hususdur. Siyasi geçmişleri yerine iş adamlığı kimliği olan kişiler ABD’yi bu dönem yönetecek ya da yönetemeyeceklerdir.  

*** 

ABD Başkanlarının konutu White House” Türk kamuoyunun deyimi ile “Beyaz Saray” Washington DC’de “National Mall” diye isimlendirilen yemin töreninin yapıldığı alandadır. Bu alanda ABD Kongre binası, Washington Anıtı ve ABD’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln’un anıtı bulunmaktadır. Milli Park statüsünde olan bu alanda birçok müze bulunmakta ve hepsi de ücretsizdir. Bu alanda tarihin en maliyetli başkanlık töreni Başkan Trump için 200 milyon ABD doları harcanarak tertip edilmiştir. 

*** 

ABD kongresinin ve Beyaz Saray’ın olduğu bu alan DC’nin merkezidir ve bir nevi Ankara Kızılay’daki Devlet mahallesi statüsündedir. ABD yürütmesinin tüm merkezleri bu çevrededir. 19 Ocak’ta tören alanını gezdiğimde göze en çok çarpan 20’si için alınan güvenlik önemlerinin çokluğu ve Trump karşıtlarının gösterileri olmuştur. 20 Ocak günü yemin töreni için ayrılan alanın yarıdan daha fazlasının gözle görünür bir şekilde boş olduğu görünmekteydi. Basına ayrılan bölümden töreni izledikten sonra topluluk ile Beyaz Saray civarına yürüdüğümde belediyeye ait kamyon ve askeri araçlar ile Beyaz Saray’a çıkan tüm caddelerin kapatıldığını ve geçişin yasak olduğunu gördüm. DC merkezde idari binası olan Washington Post gazetesi önü ve çevresi Trump karşıtlarının gösteri merkezi halindeydi. Burada polis ve asker, ABD halkı ile sert bir şekilde karşı karşıya geldi. Gün boyu protestolar devam etti. 

*** 

ABD’de yaşanan bu iç meseleleri bizler de takip edeceğiz ve bizi ve devletimizi yakından ilgilendiren, bölgemizdeki terör örgütleri ile Trump başkanlığındaki ABD’nin ilişkisini izleyeceğiz. 15 Temmuz’u yapan FETÖ terör örgütünün ABD’de yaşayan liderinin iade sürecini takip edeceğiz. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...