Ana içeriğe atla

89- Federasyonu öldüren atanmış müzakere heyeti! 12.10.2017, Milliyet Gazetesi

Tüm tartışma, Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun Amerika ziyareti sırasında verdiği basın mülakatları sonrası başladı. Dışişleri Bakanı ne dedi? “Federasyon seçeneği öldü. Yetkilerin Ankara’ya devri bir seçenek; gerekirse Rum kesimi adına petrol arayanlar vurulur. Barış Gücü’ne ihtiyaç kalmadı. BM konvoylarına izin vermeyeceğiz. Ankara’da kim iktidar olursa ilişkimiz değişmez.” Bu açıklamalar sonrası KKTC Cumhurbaşkanlığı sözcüsü kişi, KKTC Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’na karşı, “KKTC Dışişleri Bakanlığı makamını işgal eden bir zatın bu tür söylemleri yapılan yanlışı ortadan kaldırmadığı gibi, Kıbrıs Türkü’nün çıkarlarına da terstir. Sayın Dışişleri Bakanı’nın bunu anlamamaktaki ısrarı ise büyük talihsizliktir.” demiştir. Maaşını ve özlük haklarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden alan sözcü, Kıbrıs adasında “işgal” terimini kullanan Rum ağzıyla Kıbrıs Türk halkı tarafından seçilen bir kişiyi seviyesiz ve haddini aşan bir dille suçlamıştır. Şimdi had ve üslup sorunu yaşayan memur sözcü beye soralım: İki yılı aşkın zamandır, savunduğunuz dil ve üslubunuzla müzakere ve görüşmelerde ne kazandınız? Rum liderden bizzat muhatabı Sayın Akıncı Güney’de okuyan ve şiddet gören öğrenciler için istediği yardıma ne cevap aldınız? Mobil iletişim için yine Rum liderden istediğiniz çözüm yolu ne oldu? Üslubunuz iki yılda Kıbrıs Türk halkına hangi değeri kattı? Büyük anlamlar yüklediğiniz tarihler bir bir geldi, geçti ve hayal kırıklığıyla sonlandı. Yine sözde barış dilinizle taviz ve teslimiyet göstergesi olabilecek içeriğinin ne olduğu bilinmeyen bir harita teslimiyetiyle de federasyon modelli çözümü öldürdünüz. Dışişleri Bakanı Sayın Ertuğruloğlu’nun açıklamaları, gelinen noktada yerinde ve zamanındadır. Devleti ve milleti için kaygıları olan tüm Kıbrıs Türkleri’nin yapacağı yorumlardır. Annan Planı sonrası çözüme en yakın ortamın olduğu süreçte sizlerin Cumhurbaşkanlığı müzakere heyeti ve ekibinde olmanız Kıbrıs Türk halkı ve Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı için büyük talihsizliktir.

Yurtta Sulh Cihanda Sulh

Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı, hafta sonu katıldığı etkinlikte Kıbrıs Türkü’nün değerleri, yaşamı ve dünyaya bakışı hakkında güzel değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu değerler üzerinden Kıbrıs sorununa ve müzakere sürecine söz gelmiştir. Haklı gerekçesi olan tanınmanın diplomasi yoluyla olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu tanımlamada Anavatan Türkiye’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ sözünün Kıbrıs Türkü’nün benimsediği bir görüş ve barış düşüncesi olduğunu da aktarmıştır. Atatürk sevgisi ve değerleriyle dünyayı okuduklarını ve yaşadıklarını belirtmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurana kadar ‘misakı milli’ için savaşmıştır. Kısacası ‘Barış için Savaş’ demiştir. KKTC’nin tanınması da şahin politikaların diplomasiyle birleşmesiyle gerçekleşir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...