Ana içeriğe atla

98- “FİLİSTİN HALKINI ÇOK İYİ ANLIYORUZ” 16.12.2017, Milliyet Gazetesi

 

KKTC Başbakanı Özgürgün, Millyet’e yaptığı açıklamada, İsrail’i devlet terör uygulamakla eleştirerek, Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti ilan edilmesi kararını desteklediklerini söyledi

 

(15 Aralık 2017) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan Hüseyin Özgürgün, geçmişte benzer acıları yaşayan Kıbrıs Türklerinin, Filistin halkının yaşadıklarını çok iyi anladığını ifade ederek, devlet terörü uygulayan İsrail’in tutumunun bölge ve dünya barışı için tehdit oluşturduğunu söyledi.


Milliyet’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ev sahipliğinde13 Aralık’ta İstanbul’da yapılan İslam İş birliği Teşkilatı (İİT)Zirvesi'nden sonra yayımlanan sonuç bildirgesinde Doğu Kudüs’ün Filistin'in başkenti ilan edilmesini desteklediklerini, zirveye, KKTC Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının da katıldığını belirten Başbakan Özgürgün, tutum ve kararları ile bölgedeki gerginliği ve akan kanı daha da artıran İsrail’i, adalete, hukuka saygılı olmaya çağırdı.

 

Amerika’nın Kudüs’le ilgili kararını iptal etmesini beklediklerini ve anavatan Türkiye öncülüğünde yapılan girişimleri yakından takip ettiklerini aktaran KKTC Başbakanı Özgürgün, “Yıllardır kanın durmadığı Ortadoğu’da, uluslararası hukuku, BM kararlarını, bölge tarihini ve sosyolojik gerçeklerini yok sayan bu tür kışkırtıcı gelişmelerin sadece bölgeye değil, tüm dünyaya olumsuz yansımaları olacağı bir gerçektir. İnşallah, yanlış alınmış kararlardan geri dönülür ve bu şekilde yeni, ciddi kan dökülmesine kadar varabilecek çatışmalara, olaylara meydan verilmez. İsrail, bölgede uyguladı devlet terörüne bir an önce son vermelidir” dedi.

 

Başbakan Özgürgün, bölgeye yakın olması nedeniyle gelişmelerden Kıbrıs’ın da etkileneceğine işaret ederek, “Bu gelişmeler bölgedeki barışa Ortadoğu'nun genel barışına, hatta dünya barışına tehdit oluşturmaktadır” diye konuştu. 

 

“FİLİSTİN HALKINI ÇOK İYİ ANLIYORUZ”

 

Geçmişte benzer acıları yaşamış Kıbrıs Türklerinin, Filistin halkının yaşadıklarını çok iyi anladığını dile getiren Başbakan Özgürgün, “Savaşın acılarını yaşamış, yaşadığı topraklarından olmuş, üç kez göçmen durumuna düşmüş, hala kayıpları olan bir halk olarak, Filistin halkını çok iyi anlıyoruz. Biz, anavatanımız Türkiye sayesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güvencesinde kendi devletimizde barış ve huzur içinde yaşıyoruz.  Bölgede akan kanın durması, barış ve adaletin sağlanması en büyük temennimiz.  Kıbrıs Türkleri olarak Filistin halkının davasına destek veriyoruz” dedi.


“KIBRIS TÜRKÜ BU OYUNLARA GELMEZ”

KKTC’de bir gazetede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan görsele de sert teki gösteren Başbakan Özgürgün, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsına yapılan bu hareketi, yüce Türk milletine yapılmış addettiklerini ve bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı. 

 

Bu konuda KKTC yasaları kapsamında gereken girişimin yapıldığını belirten Başbakan Özgürgün, basın ve fikir özgürlüğüne sığmayan bu tür hareketlerin Kıbrıs Türkü ile Anavatan’ın arasını açmaya yönelik olduğunu, Kıbrıs Türkünün bu oyunlara gelmeyeceğinin altını çizdi.

Başbakan Özgürgün, bu tür aşağılayıcı yayınların hiçbir devlet adamına karşı yapılmasına karşı olduklarını da vurguladı.

 

“İLİŞKİLERİMİZ EN ÜST DÜZEYDE”

 

Başbakan Özgürgün, Kıbrıs Türkünün büyük Türk milletinin kopmaz bir parçası olduğunu, bundan her zaman onur duyduklarını ifade ederek, Kıbrıs Türkleri’nin bu günlere anavatan Türkiye’nin her alanda verdiği destek ve güçle geldiğini, 19 aylık hükümetleri döneminde Türkiye ile ilişkileri en üst düzeyde tuttuklarını anlattı. 

Hükümete gelir gelmez, ekonomik ve mali protokol ile Türkiye’den gelen suyla ilgili protokolü imzaladıklarını, bozulan ilişkileri düzelttiklerini, hızla projelere başladıklarını anlatan Başbakan Özgürgün, Türkiye’den gelen suyun binyılın projesi olduğunu, suyun, kurak Ada’nın talihini değiştirdiğini söyledi. 

Başbakan Özgürgün, sulama projesi ihalesinin de tamamlandığını, önce Güzelyurt ve Meserya ovalarının Türkiye’den gelen suyla buluşacağını ve bölgenin üretim merkezi haline geleceğini anlattı. Başbakan Özgürgün, Türkiye’den suyun gelmesine öncülük ettikleri gibi, elektriğin getirilmesini de sağlayacaklarını belirtti.  

                                                 

Başbakan Özgürgün, 19 aylık hükümetleri döneminde birçok projeyi başlattıklarını, ekonomik ve sosyal anlamda tüm kesimlere dokunduklarını, 16 Nisan 2016’da hükümeti devraldıkları günden bugüne, yerel gelirlerin arttığını, gelirlerdeki artışın tüm kesimlere olumlu yansıdığını, reel sektöre olan birikmiş bütün borçlarının ödendiğini ilk defa denk bütçe yapıldığını belirterek, “İşin başında iş bilen bir hükümet var” dedi.

 

“HEDEF, TEK BAŞINA GÜÇLÜ İKTİDAR”

 

KKTC’de 7 Ocak’ta yapılacak milletvekilliği erken genel seçimlerinde partisi, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) birinci çıkacağından hiç şüphesi olmadığını, hedefin, tek başına iktidar olduğunu vurgulayan Başbakan Özgürgün, 9 ay daha başbakanlık koltuğunda oturacakken, daha güçlü bir hükümet kurmak ve daha güçlü ve daha etkili projelere imza atmak hedefiyle seçime 9 ay kala erken seçime gittiklerini söyledi.

Başbakan Özgürgün, hükümette oldukları kısa sürede yaptıkları önemli projeleri, 5 yıla yaymak için halktan yeniden yetki istediklerini, halkın da bu yetkiyi vereceğine inandığını belirterek, “Birinci parti olduğumuzu biliyoruz ama daha güçlü hükümet, etkili projeler için tek başına iktidar istiyoruz” diye konuştu.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

9-Ortak Akıl Sürdürülebilir Hükümet 21.04.2016, Milliyet Gazetesi

Bir önceki yazımı siyasi sistemin ve genel olarak siyaset kurumunun neden tıkandığı ve çağın gereksinimlerini niçin karşılayamadığı, değişimini/dönüşümünü neye göre yapmaz ise başarısız olacağını ve halk iradesinin vermiş olduğu yetkiyi neden sağlıklı kullanamadığı üzerine yazmıştım.             Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyaset sahnesine baş karakter olarak dahil olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dır. Akıncı ile başlayan müzakere, devlet aklı ve millet menfaati ile sürmektedir. Bu dönemin başarılı bir şekilde devam etmesinin arka planında iyi bir ekip vardır. Akıncı’nın yakın geçmişte bir siyasi partide aktif rol almaması da Cumhurbaşkanlığındaki rolünü, siyasi tarzını, ideolojik fikirden uzak, devlet ve millet menfaati ile görmesini sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı çalışmalarına paralel olarak gidemeyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi ise siyasi çıkmaza girmiş ve geçen haftalarda hükü...

10-Balkanlarda Türk Şehri Prizren 28.04.2016, Milliyet Gazetesi

Geçtiğimiz hafta sonu bir dizi ziyaret için Balkanlarda Evlad-ı Fatihan diye anılan ve Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Kosova’daydım. Başkent Priştine’ye, İstanbul’dan bir saati geçen bir uçak yolculuğu ile varılıyor. Priştine’deki havaalanı, Türk bir firma tarafından yap-işlet-devret modeli ile yapılmış. Avrupa ülkesine ve şehrine yakışır bir terminali ve işletmesi var. Prizren şehrine, otoyol kalitesinde bir yolla ulaşılıyor. Bu güzel yolu da başka bir Türk firması yapmış. Şehri gezmeye başladığımızda yapılan sohbetlerde elektrik dağıtım sistemini de bir Türk firmasının yaptığını söylüyorlar. Yakın tarihimizde Sırp zulmüne maruz kalan Kosovalı vatandaşlar, savaşın ne denli korkunç ve kazananı olmayan bir ölüm oyunu olduğunu biliyorlar. Bu esaretten ve Sırp zulmünden onları koruyan, kollayan, NATO üyesi olan askeri güçlerden biri de Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birliğiydi. Prizren şehrinde tabur seviyesinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri birliği, Kosova’daki savaş zamanında ver...

35- BM sonrası çözüm… 06.10.2016, Milliyet Gazetesi

Birleşmiş Milletler zirvesi sonrası ‘Kıbrıs Sorunu’ için BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’dan uluslararası basın önünde müzakere sürecinde gösterdikleri cesaret ve özveriden dolayı ‘tebrik ve aferin’ alan Kıbrıs adasındaki iki lider Nicos Anastasiadis ve Mustafa Akıncı, 4 Ekim günü tekrar Kıbrıs Sorunu için görüşmelere başladı.  Akıncı ve Anastasiadis’in yeni yol haritası ve ajandaları basını bilgilendirme toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna servis edildi.  KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Ekim ayı içerisinde yapmayı planladıkları on toplantı sonrası geniş basın bilgilendirmesi yapacağını ve kamuoyundan gizli bir şey olmadığını kanıtlamak için, açık bir toplantı süreci geçireceğini söyledi. Konjonktüre bağlı olarak Akıncı müzakere metodu ve basın bilgilendirmesini sürece zarar vermemek adına yapmıyordu. BM zirvesi öncesi beklentileri yükseltmesi ve zirveden kamuoyunun beklemediği bir sonuç çıkması üzerine, yeni süreçte basına açık bir müzakere süreci seçmesi, olası bir olumsuz son...